"Türkiye demokrasisine duyulan saygı vurgulanmaya başlandı"
Ali Serim, "Gerek bölgesel bir güç gerekse bir denge unsuru olarak Türkiye, insanlığa en verimli katkıları AB'nin bir parçası olarak verebilir. Ekonomik, askeri ve kültürel gücü düşündüğümde huzurlu ve müreffeh bir AB'nin anahtarı da yine Türkiye'ye tam üyelik statüsünün verilmesinde yatmaktadır. Bu noktada AB ilkelerinin, iç politik çekişmelerde ülkemizi kullandığını üzülerek gördük. Ülkemizi politik malzeme yapmak isteyen yerel Avrupalı politikacıların ilişkilere büyük zarar verdiğini gördük. Fakat bugün gelinen noktada ne mutlu ki süreçlerin tıkanmasından ziyade ilerlemesi konuşuluyor. Referandum sürecinde yapılan talihsiz açıklamalar da geride kaldı ve arka arkaya Türkiye demokrasisine duyulan saygı vurgusu yapılan açıklamalara şahit olduk" şeklinde konuştu.
"Türkiye'nin normalleşmesi yabancı yatırımlar açısından önem taşıyor"
"Brüksel temasları, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan için referandum süreci sonrasında AB düzeyinde en üst düzeyde kabul görmek anlamına gelirken, AB, kapıyı açık tutarak bizleri cesaretlendirmiş oldu. AB'nin bekleyen taahhütleri çok. Ülkemizin atması gereken adımlar çok ve Türkiye'nin normalleşmesi, gerilimin ve kutuplaşmanın azalması, uluslararası itibar ve yabancı yatırımlar açısından hayırlara vesile olacağı ortada" ifadelerini kullandı.
Serim, sözlerine şöyle devam etti: "Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve AB yetkililerinin Mutabık kalmaları neticesinde anlaşılıyor ki yakın zamanda bakanlar ve teknokratlar düzeyinde yoğun bir diplomatik trafik yaşanacak ve 13 Haziran'da siyasi diyalog toplantısı siyasi direktörler düzeyinde yapılacak ve akabinde Temmuz ayında bakanlar ve komiserler düzeyinde siyasi diyalog toplantısı toplanacak. Bir süredir askıya alınan enerji diyaloğu ve ekonomi toplantıları da yeniden yapılacak. En önemlisi AB-Türkiye arasında imzalanan 18 Martgöçmen anlaşması kapsamında 8 maddenin karşılanması için taraflar üzerine düşeni yerine getirecek. Göçmen anlaşmasının maddelerinden biri olan Türk vatandaşlarına Schengen bölgesinde vize serbestisi uygulanması konusunda ise Türkiye'nin kalan maddelerle ilgili pozisyon belgesini iki ay içinde sunması beklenirken, bu maddeler arasında biometrik pasaport, kişisel veriler kanununda değişiklik, Europol anlaşması, terör kanununda değişikliğin yapılması bekleniyor. AB de göç anlaşmasındaki taahhütlerini gecikmeli de olsa yerine getirecek. Suriyelilerin ihtiyaçları için kullanılacak 6 milyar euro Türkiye'nin kullanımına sunulacak".
"Gümrük Birliği anlaşması güncellenmeli"
Ekonomi cephesinden bakıldığında kendisini en fazla heyecanlandıran mevcut Gümrük Birliği anlaşmasının güncellenmesi ortak bir inisiyatifin başlatılması olduğunu söyleyen Serim, "Zira burada menfaat dengeleri AB'den yana. Daha dengeli ve adil ayarlamaların yapılmasına itiraz eden yok gibi. Ülkemizin gelişen ve büyüyen ekonomisi ve en önemlisi ihracatçımız için iyi haberler yakında alınacak. Ve son olarak tamamlanması gereken fasılların açılmasını isteyen Türk heyetine, yeşil ışık yakılacak gibi duruyor. Hissiyatım o ki geleceği tartışmalı olan bugünün AB'si Türkiye'nin ineğini başka perspektiflerden nihayet kavrıyor. Türkiye'nin yük değil birçok alanda kuvvet katacak bir unsur olduğunu yeni yeni benimsiyor. AB bir süper güç olmak istiyorsa anahtar ülke Türkiye'dir. Giderek bu görüş kuvvetlenecektir. Dünya güç aritmetiğinde de AB'ye büyük ihtiyaç olduğu ortada. AB'nin olmadığı bir dünyanın bugünün dünyasından daha huzurlu olacağını söylemek zor".