Adiri, İsrail Dış İşleri Bakanlığı tarafından dijital ortamda düzenlenen toplantıda yaptığı konuşmada, ülkesinin iklim değişikliğiyle mücadelede çeşitli adımlar attığını ve kömür santrallerini devreden çıkarmaya başladığını ifade etti.
Geçen yıl sonu itibarıyla kömürün İsrail enerji portföyündeki payının yüzde 30 seviyesinde olduğunu aktaran Adiri, "Kömürden kademeli olarak bir çıkış planlıyoruz. 2025'ten sonra enerji portföyümüzde kömür yer almayacak." değerlendirmesinde bulundu.
Adiri, İsrail'in güneş enerjisi potansiyelinin çok yüksek olduğuna dikkati çekerek, şöyle devam etti:
"Güneş enerjisindeki kapasitemizi gelecek yıllarda artırmayı planlıyoruz. Yenilenebilir enerjinin portföyümüzdeki payı geçen yıl sonu itibarıyla yüzde 5 seviyesindeydi. Bu yıl sonu itibarıyla yüzde 10'a çıkarmayı planlıyorduk fakat yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını nedeniyle bu hedef birkaç ay sarkabilir. 2030'da enerji portföyümüzün yüzde 30'unu yenilenebilir enerji kaynakları, yüzde 70'ini doğal gaz oluşturacak. Şu anda toplam kurulu gücümüz 16 bin megavat seviyesinde fakat 2030'da sadece yenilenebilir enerjiden sağladığımız kurulu gücün 16 bin megavat olmasını hedefliyoruz."
Ülkesinin nüfusunun büyüdüğünü ve enerji talebinin artacağını dile getiren Adiri, talebi karşılamak için enerji kapasitelerini de artıracaklarını söyledi.
- "Proje için yatırımcıların bulunması gerekiyor"
İsrail, Yunanistan ve Güney Kıbrıs Rum yönetiminin, Doğu Akdeniz Doğal Gaz Projesi için hükümetler arası anlaşmayı imzaladığını belirten Adiri, "Umuyoruz ki İtalya da kısa süre içerisinde imzalayacak. 2021 sonunda bu projenin nihai yatırım kararının alınacağını düşünüyoruz. Bu, finansal bir proje ve ülkeler bu projeyi finanse etmeyecek. Petrol ve gaz endüstrisinden yatırımcıların bulunması gerekiyor ki proje finanse edilebilsin." diye konuştu.
Adiri, ABD başkanlık seçimlerinin İsrail enerji politikasına etkisine ilişkin ise ülkesinin kendi enerji politikası olduğunu ve başkanlık seçimlerinin bu politikayı etkilemeyeceğini ifade etti.