Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı himayesinde ve Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) desteğiyle gerçekleşen zirvede, enerji piyasalarında yaşanan dönüşüm sürecinin, Türkiye ve global enerji piyasalarına etkileri, gelecek trendleri, Türkiye enerji piyasalarının bu süreçteki beklenti ve gereksinimleri, enerji sektöründe her geçen gün giderek artan dijitalleşmenin sektörde oluşturduğu değişimler, enerji finansman koşullarındaki değişim, yenilenebilir enerji dönüşümü ile Türkiye’yi yakından ilgilendiren Orta Doğu bölgesinde enerji jeopolitiği tüm boyutları ile tartışılıyor.
EPDK Başkanı Mustafa Yılmaz, konuşmasına 14 senedir enerji sektöründe yoğun şekilde bulunan biri olarak bu sektörün enerjisini sevdiğini söyleyerek başladı. Salonda duayen yatırımcıların olduğunu aktaran Yılmaz, bazı sıkıntılı dönemler olsa bile bu kişilerin pozitif enerjilerini kaybetmedikleri belirtti.
"Sektör etkin bir büyüme yaşıyor"
Uluslararası nitelikteki etkinliklere ev sahipliği yaptıklarını belirten Mustafa Yılmaz, "Türkiye enerji sektörü kurumumuzun karar ve uygulamalarıyla sektör etkin bir büyüme yaşamıştır. Siyasi iradenin verdiği destekle sektörün yeniden yapılandırılmasını sağladık. Sektör serbestleştirildi, çok oyunculu ve rekabetçi bir yatırım ortamını el birliğiyle tesis ettik. Özelleştirmeye temel teşkil edebilecek tüm düzenlemeleri hayata geçirdik. Bugün uluslararası alanda aktif görevlerde bulunuyoruz. Uluslararası nitelikteki etkinliklere ev sahipliği yaptık, yapmaya devam ediyoruz" diye konuştu.
"Rekabeti olumsuz etkileyecek fiyat hareketlerinden kaçının"
Akaryakıt sektörüne yönelik bazı hususların altını çizen Yılmaz, "Akaryakıt fiyatlarının belirlenmesine yönelik düzenlememiz çok net ve açıktır. Ne yazık ki kamuoyunda hala fiyatların EPDK tarafından belirlendiği gibi bir algı var ve bu çok yanlış bir algı. Akaryakıt fiyatlarına zam geleceği zaman bazı istasyonların bu zamma gece 24.00’ten önce uygulamaya başladığına yönelik şikayetler alıyoruz. Kesin bir dille belirtmek istiyorum. Rekabeti olumsuz etkileyecek fiyat hareketlerinden kaçınmamız lazım. Dağıtım şirketlerinden vakit kaybetmeden kendilerine çeki düzen vermelerini, bayilerin uyarılarak bu tür hareketlere derhal son verilmesini bekliyoruz" dedi.
"Bir gece ansızın karar alabiliriz"
Yılmaz şöyle devam etti: "Bunu şunun için belirtiyorum. Biz akaryakıt sektörünü 15 senede nereden nereye getirdik. Birkaç eylemin bütün sektörü töhmet altında bırakmasını istemiyoruz. Buna asla müsaade etmeyiz çünkü akaryakıt sektörünü biz 15 yıl öncesinden bugüne kıyasladığmızda eskiden akaryakıt sektörü dediğimizde birkaç tane isim vermek istemiyorum, olumsuz kavramlarla zikrediliyordu. Bugün hamd olsun o olumsuz kavramlar siyasetin en tepesinden tüketiciye kadar herkesin belleğine yerleşmişti. Bunu bu süre içinde yok ettik. Şimdi birkaç tane bayinin, birkaç tane dağıtım şirketinin, bu şekildeki kötü uygulamasından bütün sektörün etkilenmesine asla müsaade etmemiz lazım. Özellikle dağıtım şirketlerinden hassasiyet istiyorum. Bunlara dikkat etmelerini istiyorum. Satış zincirinde de bir takım sıkıntılar var onları da gözetliyoruz. Onların da biran önce dikkate alınarak düzenlenmesi gerektiğini kendilerine çeki düzen vermeleri gerektiğini düşünüyorum aksi takdirde bir gece ansızın karar alabiliriz."
"Enerji ticareti geliştirilmeli"
Elektrikte serbest piyasa, elektrik ticareti gibi kavramlara fikir aşamasındayken karşı çıkanlar olduğunu hatırlatan Yılmaz, "Bugün geldiğimiz noktada. Bugün 200’ün üzerinde tedarik şirketi 8 milyonu aşan serbest tüketici potansiyelimle geleceğe güvenle bakıyorum. EPİAŞ’ı kutlamak istiyorum. Ancak hedeflerimize ulaşmamız için kamu ve özel sektörü işbirliğiyle yapmamız gereken çok şey var. Enerji ticaretini geliştirmeliyiz. Türkiye’nin farklı illerinden yerel yöneticilerin kendi enerjilerini üretme konusunda adım attıklarını görüyoruz. Bu durum bizi ziyadesiyle memnun etmektedir. Tüketicilerin üreticiye dönüştüğü bir ortamı yaşayacağız" diye konuştu.
"2018 yılında tüm iller doğalgaza ulaşacak"
Ortaya çıkan son ekonomik verilerin enerji sektörü için umut verici olduğunun altını çizen Mustafa Yılmaz, "Ancak iyi bir enerji altyapısıyla büyümeyi istikrarlı bir büyüme haline getirebiliriz. 15 yıl önce 6 ilimiz doğalgaz kullanırken 2018 sonunda doğalgaz olmayan il kalmayacak. Tabi ilçelerimizde de bu konforun yaşanması için çalışmalara devam ediyoruz. 2019 itibariyle 550’den fazla ilçemizde doğal kullanımının sağlanmasını hedefliyoruz. 2018 yılı doğalgaz için yeni bir sürecin başlangıcı olacak. Yatırımcılar kendilerini buna göre hazırlamalıdır. Enerji sektörüne yatırım yapan yerli ve yabancı yatırımcılar asla pişman olmaz" ifadelerine yer verdi.
Otogaz kullanan araç sayısı bakımından neredeyse dünya lideri olduklarını kaydeden Yılmaz, bir yıl içinde tüm lisanslama işlemlerini elektronik ortamda tamamlanacağını bildirdi.
"50 senede elektrik fiyatları yarı yarıya düşmüştür"
Müsteşar Fatih Dönmez ise sektör temsilcilerinin milli enerji ve maden politikalarındaki dönüşümün anahtarı olduklarını belirtti.
Kamu hizmeti olarak elektriğe bakıldığında 12 kilowatt olan elektrik bedeli 5 cent’lerin altına inmiş durumda. Doğalgaz fiyatlarında son 5 yıldır düşüş devam etmektedir. Eşdeğer TL olarak bakılırsa elektrik fiyatları son 50 yılda yarı yarıya düştü satın alma gücü arttı. 1985 yılında 30 kuruş olan elektrik 50 yılda yarı yarıya inmiş durumda. Satın alma gücü de aslında arttı. 1969 yılında kilowatt saati 39 kuruş olan elektrik fiyatı bugün 41 kuruştur. Merkez Bankası’nın enflasyon hesaplayıcısına göre 1969 yılındaki 100 TL bugün 216 TL’ye denk gelmektedir. Son 50 senede elektrik fiyatları reel olarak yarı yarıya düşmüştür. Yani aynı kilowatt saati bugün vatandaşa yarı yarıya sağlıyoruz. Yine o yıllardaki asgari ücretli bin 500 kilowatt elektrik satın alırken 2017’de 4 bin 334 kilowatt saat elektrik alabiliyor" diye konuştu.
"Bizim daha verimli ve kaliteli hizmet sunmamız tüketici refahını doğrudan etkiliyor"
Enerji sektörü büyüklüğünde benzin, LPG ve dizelin toplam satış hacminin yıllık 155 milyar lira civarında olduğunu kaydeden Dönmez, "Elektrik 87 milyar, doğalgaz 53 milyar liraya denk geliyor. Toplamda 300 milyarlık bir piyasa hacmi var. Eğer 2016 yılında milli gelirdeki tüketici harcamalarını göz alırsak, tüketici harcamalarının yüzde 6’sının elektrik, yüzde 3’ünün doğalgaz, yüzde 10’unun akaryakıt olmak üzere toplam yüzde 20’sini bu 3 kalem oluşturmaktadır. Dolayısıyla bizim daha verimli ve kaliteli hizmet sunmamız tüketici refahını doğrudan etkiliyor. Doğalgazda yaptığımız yüzde 10 indirim sonucunda ortalama konut tüketicisine en az 74 TL’lik katkı sağlamış olduk. Bu ülkenin kuzeyindeki bölgeler için 100 TL’yi bulur" dedi.
"Zam yapmayarak tüketici refahına katkı verdik"
Elektrik tüketimi talebinde hızlanma görüldüğünü işaret eden Fatih Demir, "Sadece üretim rakamına bakmayalım. EPDK 2016 raporunda ilginç bir veri var. Geçtiğimiz yıl faturalanan elektrik tüketimine baktığımızda 2015 yılına göre yüzde 9,78’lik bir artış olduğunu gözükmektedir. Aslında bu kayıp kaçakta önemli bir iyileşme var. Faturaladığımız oran genel talep artışının üzerinde. 2016 yılında tüm kategorilerde 41 milyon elektrik tüketicisi için geçen sene ortalama 5 bin 160 kilowatt saatlik bir üretim faturalandı. Bunun içerisinde konut, ticaret, sanayi dahil ortalama rakam. Bu ortalama rakam tüketici başına çarptığınızda 2 bin 115 liralık elektrik faturası ödemiş durumdayız. Sadece son bir yıl içinde zam yapmayarak enflasyona karşı tüketici başına reel bazda 200 TL’nin üzerinde bir refah artışı gerçekleştirmiş olduk. Aynı şekilde konut tüketicileri 80 wattlık ampul yerine 7-8 wattlık led ampullere geçmişlerse yıllık ortalama 70 liralık aydınlatma tasarrufu düşürmüş oldular. Akaryakıt sektöründe ise araç stoğunun her yıl daha verimli olması ile yıllık bazda tüketim 0.2 litre 100 kilometrede iyileşme olduğunu görmekteyiz. Bir araç 15 bin kilometre ortalama giderse yılda dizel araçlarda 135 benzinlide 150 lira tüketicinin cebinde kaldığını söyleyebiliriz" ifadelerini kullandı.
"Fırsatları yakalayın"
Komisyon Başkanı Ziya Altınyaldız, enerji alanında çok önemli tedbirler aldıklarını belirterek, bugün sektörün algısının son derece iyi durumda olduğunu vurguladı.
"Bu algıyı bozanlara lütfen izin vermeyin" diyen Altınyaldız, "Bugün ve geleceği aydınlatan çekici ve lokomotif bir sektör. Çok dinamik değişkenlerin çok olduğu değişimin dönüşümün kendisini hissettirdiği bir dönemi yaşıyoruz. Yakın tarihte olmayan bir dönem. Gelişmeleri fırsatları yakalayanlar şanslıdır. Şansta başarı da ne kadar hazırlıklaysanız o kadar şanslı ve başarılısınız. Hazırlıkla zamanın ruhunu anlamak ve yönetmekle başarılar yakalanabilir. Bu sektörün zamanın ruhunu kavradığına inancım yüksek. Son dönemdeki gelişmeler bunu bize yaşatıyor" diye konuştu.
"Türkiye Orta Doğu'ya menfaatlerine göre müdahil olmak zorunda"
Düne kadar dünyada kaya gazı petrolünün olmadığını dile getiren Altınyaldız, "ABD en büyük ihracatçısıydı, Avustralya ve Amerika önümüzdeki yıllarda gemilerle LNG satışına başlayacaklar, diğer taraftan yenilebilir enerji teknoloji gelişiminin ve Hindistan’ın enerji sektörüne çok önemli aktörler olarak gelmesini sağlıyor. Küresel politikaların çok önemli bir girdisi olan unsurlardan olan enerji bu değişimle küresel politikalarda önümüzdeki dönemde yön verebilecek güçte gelişmelere sahne olacak. Orta Doğu’yu yönetmeye çalışanların tutumlarını merak etmemek elde değil. Ülke olarak biz de yanı başımızdaki olayları Türkiye’nin menfaatlerine uygun bir şekilde yönetmek, yönlendirmek, müdahil olmak zorundayız. Enerji piyasasındaki gelişmeler aslında bizim önümüzdeki dönemdeki bu piyasada bugüne kadar yaşadığımız özellikle yüksek oranlı ithalat hacminde önemli değişiklikler olacağını gösteriyor" dedi.