ABD ile İsrail arasındaki iş birliği ve bölgesel konuların ele alındığı belirtilen görüşme öncesinde iki bakan, basın mensuplarına açıklamalarda bulundu.
Açıklamasında, ABD ile İsrail arasındaki bağın güçlülüğüne vurgu yapan Mattis, "Başkan (Ronald) Reagan'ın 1982'de dediği gibi ABD, İsrail devletine olan bağlılığından asla vazgeçmedi ki bu bağlılık halen sarsılmazdır." dedi.
ABD ile İsrail arasındaki askeri ilişkilerin de hiç olmadığı kadar güçlü olduğunu belirten Mattis, iki ülke iş birliğinin İran'a karşı Ortadoğu'da güvenlik ve istikrarı sağlayacağını öne sürdü.
Bir gazetecinin "İsrail'in İran'ın Suriye'ye silah transfer etmesinin amacının İsrail'i vurmak olduğuna ilişkin değerlendirmesine katılıp katılmadığını" sorması üzerine Mattis, "Şu anda başka bir amaç düşünemiyorum." yanıtını verdi.
Mattis, ABD'nin İran nükleer anlaşmasından çekilip çekilmeyeceğine ilişkin bir soruyu, bu konuda henüz bir karar verilmediğini söyleyerek cevapladı.
ABD'li bakan, Rusya'nın Suriye rejimine S-300 hava savunma sistemi sağlayacağı iddiasına ilişkin, "Suriye savaşını devam ettirmek üzere yapılan her şey bir trajedidir." ifadesini kullandı.
Cenevre Süreci'nin arkasında durmaları ve bunun diplomatik bir çözüme varmasını sağlamaları gerektiğine dikkati çeken Mattis, "(BM Suriye Özel Temsilcisi) Staffan de Mistura bunun için çalışıyor ve Rusya'nın da daha istikrarlı bir Ortadoğu istiyorsa ona yardım etmesi gerekir." diye konuştu.
Trump'ın Kudüs kararına takdir
Kısa bir açıklama yapan Liberman ise ABD Başkanı Donald Trump'ın ABD'nin Tel Aviv'deki büyükelçiliğini Kudüs'e taşıma kararını "hayranlıkla karşıladıklarını" dile getirdi.
Kudüs kararını "tarihi" olarak niteleyen Liberman, bunun için Trump'ı takdir ettiklerini belirtti.
Ortadoğu'daki en büyük sorunun İran olduğunu iddia eden İsrailli bakan, Suriye, Yemen, Irak ve Lübnan'daki iç karışıklıklar konusunda İran'ı suçladı.