Mevkidaşını hava şartlarının uygun olmaması nedeniyle Büyükada'da ağırlayamadığını ve toplantılarını Dolmabahçe'de yaptıklarını anlatan Çavuşoğlu, Kneissl'in hava şartları uygun olduğunda Büyükada'ya gitmek için söz verdiğini ifade etti.
Kneissl'in ilk göreve geldiğinde kendisini arayarak Türkiye ile ilişkilerini düzeltme arzusunda olduğunu ve bu konuda birlikte adım atabileceklerini kendisine söylediğini aktaran Çavuşoğlu, bundan memnuniyet duyduğunu ve mevkidaşını bu vesileyle Türkiye'ye davet ettiğini söyledi. Görüşmelerinde yeni sayfayı nasıl açabilecekleri ve bu bağlamda neler yapmaları gerektiğini samimi bir şekilde konuştuklarını dile getiren Çavuşoğlu, Türkiye olarak beklentilerini karşı tarafa ilettiklerini belirtti. Çavuşoğlu, "İlişkilerimizi normalleştirme konusunda mutabık kaldık." dedi.
Pozitif konulara odaklanmak gerektiğini belirten Çavuşoğlu, bu çerçevede siyasi istişare toplantılarını yeniden başlatma konusunu ele aldıklarını belirtti.
Çavuşoğlu, iki ülkenin kültür bakanları ile de yapılacak görüşmelerin ardından belirlenecek bir yılın, iki ülkenin karşılıklı kültür yılı ilan edileceğini söyledi.
"Güvenli bölge için önce ABD ile güveni tesis etmemiz lazım"
Bakan Çavuşoğlu, ABD Dışişleri Bakanı Rex Tillerson'ın, Afrin'de 30 kilometrelik güvenli hat oluşturma önerisine Türkiye'nin onay verip vermediğine ilişkin soruya, "Zeytin Dalı Operasyonu'nu Afrin'de başlattıktan sonra Rex Tillerson'dan bir açıklama gelmişti 'güvenli bölge konusunda Türkiye ile beraber çalışabiliriz' diye. Biz de zaten operasyonu başlatırken buraların Afrin bölgesindeki Suriye halkı için hiç ayrım yapmaksızın, Araplar, Türkmenler, Kürtler için ve evlerini terk eden göçmenler ve yerinden edilmiş insanlar için adeta güvenli bölgeler olacak demiştik. Sonra böyle bir açıklama geldi." yanıtını verdi.
Paris'teki görüşmelerinde Amerikalı mevkidaşına ne demek istediğini sorduğunu aktaran Çavuşoğlu, "Kendisi, tüm Türkiye-Suriye sınırında baştan sona, 911 kilometrede bir 10 kilometrelik güvenli bölge düşündüklerini, ama 30 kilometre öteden de Türkiye'ye roketler geldiği için 30 km olabileceğini, dolayısıyla böyle bir tampon bölge oluşturmayı kastettiğini söyledi." dedi.
Güvenli bölge konusunu daha önce Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın gündeme getirdiğini hatırlatan Çavuşoğlu, şöyle devam etti:
"Ama bundan ne anlıyoruz? Farklı yorumlarımız, hedef ve beklentilerimiz olabilir. Bizim anladığımız şey farklı, onlarınki farklı olabilir. Ama her şeyden önce bizim ABD ile güvenli bölge veya başka bir konuyu, yani ciddi bir konuyu samimi bir şekilde bırakın kabul etmeyi, görüşebilmemiz için önce güveni yeniden tesis etmemiz lazım. Daha önce neden güvenemeyeceğimize dair açıklamalarda bulundum, sebeplerini de açıkladım. ABD'nin YPG'ye verdiği silah, Münbiç'ten bu yana ABD'nin bize verdiği hiçbir sözü tutmaması, en son sayın Trump'ın 'YPG'ye bundan sonra silah vermeyeceğiz' demesi, hatta dün akşamki telefon görüşmesinde 'artık vermiyoruz' demesi. Bunları uygulamada da görmemiz lazım. Dolayısıyla FETÖ'nün ABD'de yaşaması vesaire, bir güven bunalımı oldu. Önce herhangi bir şeyi bizim sizinle görüşebilmemiz için bu güveni tesis etmemiz lazım dedim. Güveni tesis edebilmek için de ABD'den somut adımlar görmemiz gerektiğini söyledik. Dolayısıyla, sadece bununla sınırlı. 'Öyle bir teklif geldi, hemen kabul et' olmaz. Bunlar ciddi işler. Detayını da görüşebilmek için önce o güvenin yeniden tesis edilmesi lazım ki, bizim neden güven duymadığımızı kendileri de biliyor, halkımız da biliyor."
"Gerçekleri yansıtmayan bir açıklama oldu"
Erdoğan-Trump görüşmesine yönelik açıklamalar hatırlatılarak, görüşmenin perde arkasında neler olduğunun sorulması üzerine, Çavuşoğlu, şunları kaydetti:
"Sanırım açıklama görüşme yapılmadan önce ABD tarafından hazırlanmış. Dolayısıyla tam gerçekleri yansıtmayan bir açıklama oldu. Onların değişik mazeretleri olabilir. Sayın Trump, Davos Zirvesi'ne katılmak için İsviçre'de. Dolayısıyla zaten görüşmeden kısa bir süre sonra bu açıklamayı yaptılar. Ama önceden hazırlandığı ve görüşülmeyen konuları bile görüşülmüş gibi veya o tonda konuşulmayan şeyleri konuşulmuş gibi hazırlanmış bir açıklama oldu. Gerçeği yansıtmıyor. Sanırım zaten açıklama için bugün ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı da Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın'ı arayacaktı. Büyük olasılıkla da görüşmüşlerdir." diye konuştu.
"Pozitif gündeme odaklanmalıyız"
Mevlüt Çavuşoğlu, bir basın mensubunun Türkiye'nin Avusturya'ya NATO ile iş birliği konusunda engel olduğu yönündeki değerlendirmesi üzerine, Türkiye'nin bugüne kadar Avusturya'yla ilgili herhangi bir tek taraflı açıklama ya da kararı olmadığının altını çizdi.
Türkiye'nin yaptığı açıklamalar veya aldığı kararların, Avusturya'nın Türkiye'ye yönelik bazıları hiç de dostane olmayan tavrı ve Türkiye'ye yönelik aldığı lüzumsuz kararlara karşılık olduğunu vurgulayan Çavuşoğlu, "Türkiye'nin AB üyeliğine karşı çıkabilir ama Meclisinden tutup da bir karar aldığı zaman problem değilse, benim Avusturya'nın NATO faaliyetlerine katılmasını engellemem de doğal olması lazım sizin için. Benim için doğal bir durum değil. Çünkü ben bana yönelik atılan bir adıma karşılık vermek durumunda kaldım. Halkımın da beklentisi bu." görüşünü dile getirdi.
Ortak düşmanlara karşı hareket etmenin herkesin menfaatine olduğunu ifade eden Çavuşoğlu, bu nedenle Avusturya'yı bugüne kadar kendilerine karşı olumsuz tutumuna rağmen engellemediklerini hatırlattı. Çavuşoğlu, artık pozitif gündeme odaklanmak gerektiğini, ortak atılacak birçok adım bulunduğunu kaydetti.
"İptal diye bir şey yok"
Çavuşoğlu, Leopard tanklarının durumuna dair, "Leopard tanklarıyla ilgili bir komisyon toplanacaktı. Bu komisyon toplantısı ertelendi. Askıya alma ya da iptal diye bir şey yok." değerlendirmesinde bulundu.
Muhabir: Meltem Bulur-Nazlı Yüzbaşıoğlu-Tuğrul Çam