Diplomatlar, kapalı kapılar ardında yapılan görüşmelerde BMGK'nin ortak bir açıklama kabul etmesi ve yayımlamasının talep edildiğini ancak böyle bir açıklama üzerinde anlaşmaya varılamayınca açık oturumda toplanma kararı aldıklarını bildirdi.
Toplantı öncesi gazetecilere açıklamalarda bulunan Kuveyt'in Birleşmiş Milletler (BM) Daimi Temsilcisi Mansour Al-Otaibi "Konseyden harekete geçmesini isteyeceğiz. Konsey, öncelikle şiddet olaylarını kınamalı ve durdurmalı, işgalci güç İsrail'den silahsız Filistinlilere yönelik saldırısını durdurmasını talep etmeli." ifadelerini kullandı.
"Güç kullanımı orantılı olmalı"
İsveç'in BM Daimi Yardımcı Temsilcisi Carl Skau ise Gazze'deki şiddet olaylarından son derece endişeli olduklarını söyledi.
Skau, Gazze'de 15 kişinin hayatını kaybetmesi nedeniyle dehşete düştüklerini belirtti.
Güç kullanımının orantılı olması gerektiğini ancak İsrail güvenlik güçlerinin gerçek mermi kullandığını vurgulayan Skau, Gazze'de İsrail'in hava saldırısı düzenlediği yönündeki haberlerden de kaygı duyduklarını dile getirdi.
Skau, şiddettin daha fazla tırmanmaması için bütün tarafların, özellikle İsrail güvenlik güçlerinin itidal göstermesi gerektiğine dikkati çekti.
Rusya'nın BM Daimi Temsilci Yardımcısı Vladimir Safronkov da Gazze'deki şiddet olayları nedeniyle "son derece" endişeli olduklarını ifade etti.
Mansur'dan uluslararası topluma İsrail'in yasa dışı eylemlerini kınaması çağrısı
Filistin'in BM Daimi Temsilcisi Riyad Mansur ise BMGK'ye gönderdiği mektupta, uluslararası topluma, İsrail'in işgal altındaki Filistin topraklarındaki yasa dışı eylemlerini kınaması çağrısı yaptı.
Mansur, BMGK'nin uluslararası barış ve güvenliğin korunması sorumluluğu yerine getirmesi, İsrail işgaline son vermesi ve İsrail'i işlediği bütün suçlardan sorumlu tutması gerektiğini vurguladı.
Diplomatlar, kapalı kapılar ardında yapılan görüşmelerin ardından BMGK'nin açık oturumda toplanması kararı aldığını söyledi.
"Gazze'deki durum önümüzdeki günlerde kötüleşebilir"
Birleşmiş Milletler (BM) Siyasi İşlerden Sorumlu Genel Sekreter Yardımcısı Taye-Brook Zerihoun, konseyde yaptığı konuşmada, Gazze'de düzenlenen yürüyüşte göstericilerin birçoğunun sınır hattından uzak durduğunu ve şiddet olaylarına karışmadığını, bazı göstericilerin ise taş fırlattığını anlattı.
"Gazze'deki durum önümüzdeki günlerde kötüleşebilir." uyarısında bulunan Zerihoun, sivillerin ve çocukların hedef alınmaması gerektiğini söyledi.
Zerihoun, "İsrail uluslararası insan hakları ve insani hukuk çerçevesinde sorumluluklarını yerine getirmeli. Ölümle sonuçlanan güç kullanımına sadece son çare olarak başvurulmalı." dedi.
"İsrail uluslararası hukuku ihlal ediyor"
Kuveyt'in BM Daimi Temsilcisi Mansour Al-Otaibi ise binlerce Filistinlinin hakları olan bağımsız bir Filistin devleti için "Filistin Toprak Günü"nde barışçıl gösterilere katıldığını belirtti.
İsrail'in işgal altındaki Filistin'de yasa dışı bir şekilde topraklarını genişleterek uluslararası hukuku ihlal ettiğini vurgulayan Otaibi, Kuveyt'in İsrail'in 15'ten fazla Filistinlinin ölümüyle sonuçlanan saldırılarını kınadığını ifade etti.
ABD'li diplomat Walter Miller da "Gazze'de insanların hayatını kaybetmesinden derin üzüntü duyduk. Şiddeti kışkırtmak için protesto gösterileri düzenleyen kötü aktörler masum hayatları tehlikeye atıyor." değerlendirmesinde bulundu.
Rusya'nın BM Daimi Temsilci Yardımcısı Vladimir Safronkov ise Gazze'de yaşanan trajik olaylardan derin endişe duyduklarını aktardı.
İsrail ve Filistin'e masum sivillerin ölümüyle sonuçlanacak ter türlü eylemden kaçınmaları çağrısında bulunan Safronkov, "Gerginliği azaltmak için diplomatik ara buluculuk çabalarını hızlandırmaya gerçekten ihtiyaç var." diye konuştu.
"Bağımsız ve şeffaf bir soruşturma" çağrısı
BM Genel Sekreteri Antonio Guterres de yazılı bir açıklama yayımlayarak, Gazze'deki çatışmalardan derin endişe duyduklarına dikkati çekti.
Guterres, bu olaylara ilişkin bağımsız ve şeffaf bir soruşturma yapılması çağrısında bulundu.
Taraflardan, daha fazla can kaybına yol açabilecek, sivillere zarar verecek her türlü eylemden kaçınmalarını isteyen Guterres, bu trajedinin barış sürecinin canlandırılması aciliyetini bir kez daha ortaya koyduğunu vurguladı.
İsrail ablukası altındaki Gazze Şeridi'nin İsrail sınırında düzenlenen "Filistin Toprak Günü" gösterilerine İsrail askerlerinin gerçek mermi ile müdahale etmesi sonucu 15 Filistinli şehit edilmiş, yaklaşık bin 400 Filistinli yaralanmıştı.
15 Filistinlinin İsrail askerlerince şehit edilmesinden dolayı Filistin'de ulusal yas ilan edilmişti.
İsrail, 30 Mart 1976'da ülkenin kuzeyindeki Celile Bölgesi'nde yaşayan İsrail vatandaşı Filistinlilere ait binlerce dönüm araziye el koydu. Bunun üzerine Filistin halkı, bu gasbı protesto etmek için genel greve gitti ve gösteriler düzenledi.
İsrail polisi gösterilere katılan Filistinlilere ateş açarak 6 kişiyi şehit etti, binlerce kişiyi de yaraladı. İsrail'in kuzeyindeki Celile Bölgesi'nde bulunan Deir Hanna beldesinde yaşanan bu olay, polis ile İsrail vatandaşı olan Filistinli kitleler arasında yaşanan ilk kitlesel çatışma olması sebebiyle büyük önem kazandı.
"Toprak Günü" olarak anılan olay, İsrail ile Filistin arasındaki çatışmanın kaynağı olan toprak konusunda Filistinlilerin gösterdiği direnişin simgesi olarak görülüyor.