Önemli bir forum vesilesiyle Bakü'de olmaktan büyük bahtiyarlık duyduğunu dile getiren Yıldırım, Azerbaycan'ın uluslararası meselelere ilişkin diyaloğu geliştirmek amacıyla kurduğu Nizami Gencevi Uluslararası Merkezinin çalışmalarını yakında takip ettiğini bildirdi.
"Türkiye, Azerbaycan ve Gürcistan önemli projeleri hayata geçiriyor"
Yıldırım, ülkelerin birbirlerine gittikçe daha bağımlı hale geldiğini, küresel ve bölgesel refahı sağlamanın ancak geniş bölgeleri, ekonomileri ve halkları birbirine bağlayan projelerle mümkün olacağını belirtti.
Azerbaycan, Gürcistan ve Türkiye'nin, Kafkaslar'da bölgesel iş birliğini ve küresel refahı yakından ilgilendiren önemli projeleri hayata geçirdiğini dile getiren Yıldırım, "Bu projeleri tekrar sayacak değilim. Mesela bizzat görev de aldığım Bakü-Tiflis-Kars Demiryolu Projesi sadece Azerbaycan, Gürcistan ve Türkiye'yi ilgilendirmiyor. Uzak Doğu'dan Batı Avrupa'ya kadar büyük bir coğrafyayı ilgilendiren ve yüzyıllar boyunca tarihi İpek Yolu olarak hizmet veren orta koridoru modern demiryolu hattıyla birleştiren bir projedir. Projeyle Uzak Doğu, Orta Asya, Kafkaslar, Anadolu ve Orta Doğu coğrafyasıyla Balkanlar ve Avrupa birleştirilmiş oluyor." diye konuştu.
Trans Anadolu Doğalgaz Boru Hattı Projesi'nin (TANAP) de yıl içinde tamamlanacağını bildiren Yıldırım, böylece Azerbaycan gazının, Anadolu üzerinden Balkanlar ve Avrupa'ya taşınacağını vurguladı.
"BM'nin küresel olaylarda güven artırıcı bir yapıya kavuşturulması gerekiyor"
6. Bakü Küresel Forumu dolayısıyla düzenlenecek panellerde, uzmanların, bilim adamlarının, farklılıkların nasıl ortadan kaldırılabileceği ve ülkelerin birbirlerine nasıl yaklaştırılabileceği konusunu enine boyuna tartışacaklarını dile getiren Yıldırım, "Bunun başarılabileceği en önemli husus daha fazla empati, karşılıklı dostluk ilişkilerini daha fazla geliştirmek ve Birlemiş Milletlerin küresel olaylarda daha güven artırıcı bir yapıya kavuşturulmasıdır." diye konuştu.
Yıldırım, konuya ilişkin şu değerlendirmelerde bulundu:
"Rekabeti değil sorun çözmeyi esas alan bir Birleşmiş Milletler reformunun artık kaçınılmaz bir ihtiyaç olduğu da gün gibi ortadadır. Bir yandan insanlar ölüyor, kimyasal gazlar kullanılıyor ama Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi, ülkelerin birbiriyle rekabeti uğruna bu insanlık dramına gerekli cevabı veremiyor, bu vahşeti durduramıyor. Küresel barışı, kardeşliği sağlamak ancak herkesin olaylar karşısında çifte standart gözetmeden insanlığı, insani değerleri esas alarak çözüm üretmesiyle mümkün olacaktır."
Yukarı Karabağ sorununun yıllardan beri Azerbaycan'ın kanayan yarası olduğuna işaret eden Yıldırım, "Topraklarının yüzde 20'si haksız bir şekilde işgal edilmiş, bir milyondan fazla insan evsiz, barksız, mülteci konumuna düşmüştür. Birleşmiş Milletler, AGİT, birçok uluslar arası örgüt, organizasyon bu haksızlığı kabul ettiği halde, bunun düzelmesi gerektiğini ifade ettiği halde maalesef bu konuda gerekli adımlar atılamamıştır. Eminim ki eninde sonunda hak yerini bulacaktır ve yanlış yapanlar bunun karşılığını bir şekilde görecektir." diye konuştu.