ABD Başkanı Donald Trump'ın Beyaz Saray'da Müslüman ve göçmen karşıtı politikalarla geçirdiği ilk yılı, ülkede yaşayan Müslümanlarda korkuya neden oldu.
ABD'de yaşayan Müslümanlar, görevdeki ilk yılını 20 Ocak’ta dolduracak Başkan Trump'ın icraatlarını AA'ya değerlendirdi.
Trump'ın görevdeki ilk yılının "Müslüman toplumu açısından çok yoğun" olduğunu belirten ABD Müslüman Organizasyonları Konseyi Genel Sekreteri Usame Cemal, "Başkan Trump'ın göreve gelir gelmez aldığı Müslümanlara yönelik seyahat kısıtlaması kararı her kesimden büyük tepki topladı. Amerikan toplumun tek vücut olarak bu karara karşı çıkması bizim açımızdan büyük memnuniyet verici bir olaydı." dedi.
Trump'ın göreve geldikten sonra da seçim kampanyası sürdürürcesine bir politika izlediğini vurgulayan Cemal, "Trump, ABD Başkanı olduğunun ya farkına varmadı ya da inanamıyor. Kendisinin, herkesin başkanı olduğunu fark etmesi ve bu şekilde davranması gerekiyor." diye konuştu.
Cemal, Trump'ın Müslümanlar aleyhinde yapmış olduğu değerlendirmelerin de İslamofobi ve Müslümanlara yönelik nefret suçlarını körüklediğinin altını çizerek, ABD'nin dış politikada Müslüman toplumu aleyhinde bir tutum benimsediğini kaydetti.
ABD'nin Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak tanıma kararını da eleştiren Cemal, "Aralarında anlaşmazlık olan iki taraftan birine istediği her şeyi vererek diğerine ise hiçbir şey vermeden onların ortak bir noktada buluşmalarını nasıl sağlayabilirsiniz? Her istediğini alan İsrail’in, Filistin tarafıyla anlaşması için ortada bir neden bulunmuyor. Bu durum uluslararası yasalara ve Birleşmiş Milletler anlaşmalarına aykırı." değerlendirmesinde bulundu.
Cemal, Trump'ın El Salvador ve Haiti hakkında kullandığı ağır ifadelere dikkati çekerek, "Bu Başkan, ABD Başkanlık sistemini küçük düşürüyor. Her şeyi bildiğini iddia ediyor ama sadece insanları ayrıştırıp, ülkeyi tehlikeye atıyor." yorumunu yaptı.
Ülkedeki Müslümanların, Trump yönetiminde kendilerini baskı altında hissettiklerini dile getiren Cemal, "Başkan'ın ne söyleyeceğini ya da ne yapacağını sadece Allah biliyor. Bu nedenle ABD'deki Müslümanlar İslamofobi korkusu içinde yaşamaktadır. Emniyet kemerlerimizi bağladık ve beklemeye başladık. İlk yıl çok iyi değildi, önümüzde 3 yılımız daha var." şeklinde konuştu.
Irkçılık kartını "gizlice" oynayan Trump'ın, ülkede yaşayan azınlıkları tehlikeye düşürdüğüne vurgu yapan Cemal, Amerikalıların artık birbirlerinden korkar hale geldiğini sözlerine ekledi.
İsimlerinin haberde kullanılmasını istemediler
Röportaj istenen birçok Müslüman, Trump döneminde artış gösteren Müslüman ve göçmen karşıtlığından çekindikleri için haberde adlarının kullanılmaması şartıyla görüş bildirmeyi kabul etti.
Adını vermek istemeyen Müslümanlardan Suriye Amerikan Tıp Topluluğu (The Syrian American Medical Society - SAMS) gönüllüsü R. A, Chicago'da bulunan 200'den fazla Suriyeli mülteci aileye gönüllü olarak hizmet verdiğini, Müslümanların yaşadıkları sıkıntıların Trump döneminde daha da arttığını belirtti.
R.A, Trump'ın Müslümanlara ve göçmenlere yönelik "nefret" söylemlerinin Amerikan toplumu üzerinde olumsuz etkiye neden olduğunu dile getirerek, "Trump'ın ABD için olumsuz şeyler dışında bir icraat yaptığını düşünmüyorum. Ülkeyi böldü, Müslümanlara, göçmenlere ve mültecilere yönelik nefret eğilimini artırdı. Azınlıklarda bir korku oluşmasına yol açtı. İnsan hakları onun umurunda değil. Müslümanlar ve göçmenler ondan en küçük destek dahi görmüyor. Bence Trump ABD’yi yeniden 'muhteşem' değil, 'beyaz' yapmak istiyor." açıklamasını yaptı.
Chicago'da yaşayan 5 çocuk annesi H.H, iç savaş sırasında hedef oldukları kimyasal saldırıda kocasını ve büyük oğlunu kaybettiğini, kendisin de omuzundan yaralandığını anlattı. H.H, hayatta kalan 5 çocuğuyla sığındıkları Ürdün’de 2 yıl kaldıktan sonra geldikleri ABD de birçok sorunla mücadele etmek durumunda kaldıklarını söyledi.
"ABD'nin suç başkenti" olarak adlandırılan Chicago'nun en tehlikeli bölgelerinden birinde yaşamak zorunda kaldıklarını ifade eden H. H, karşı karşıya kaldıkları dil ve adaptasyon sorununun yanı sıra Başkan Trump’ın nefret söylemlerinin de etkisiyle toplumdan "dışlandıklarını" anlattı.
Geride bıraktıkları aile ve akrabalarının hala tehlike ve sefalet içinde bulunduklarını hatırlatan H. H, "Suriye’de kalan aile ve yakınlarımız ile görüşmeye ihtiyacımızın olduğunu düşünüyorum. Özellikle erkek kardeşimi görmeye ihtiyacım var ama Trump buna yasak getirdi." dedi.
Mülteci olarak geldikleri ABD'de barış ve güven içinde yaşamak istediklerinin altını çizen H. H, "Kudüs kararı ve Suriye politikasında olduğu gibi Trump’ın tüm kararları yanlış." ifadelerini kullandı.
Chicago'nun Aurora bölgesinde 3 çocuğu ve eşiyle yaşayan Suriyeli mülteci M. H. A. da adının haberde kullanılmaması koşuluyla Başkan Trump'ın ilk yılı hakkında değerlendirmede bulunmayı kabul etti.
Savaş nedeniyle Suriye’den ayrıldıktan sonra Ürdün’de yaklaşık 4,5 yıl kalan M.H.A, son bir yıldır da ABD’de bulunduklarını söyledi.
Trump'ın görevi boyunca aldığı tüm kararların Müslüman, göçmen ve mültecilere karşı olduğunu dile getiren M. H. A, "Her gün farklı bir karar duyuyoruz. Bugün barış ve güvenlik içinde yaşıyoruz ama geleceğimizin nasıl olacağını bilemiyoruz. Burada kalıp ABD’ye yerleşmeli miyiz yoksa evimize geri mi dönmeliyiz?” değerlendirmesinde bulundu.
M.H.A, Amerikalıların kendilerine karşı çok nazik davrandığını, diğer yandan ABD hükümetinin "dostane" olmayan kararlarıyla mücadele etmek zorunda kaldıklarını belirterek, "Bizler terörist değiliz. Yerle bir edildiği için ülkemizi terk etmek zorunda kaldık. Neden Suriyelilere seyahat yasağı getirildiğini, Trump'ın neden bizi hedef aldığını anlamıyorum. Biz ona ne yaptık? Hiçbir şey. Bizler sadece barış ve barınacak bir yer arayan mültecileriz." diye konuştu.
ABD'deki günlük yaşantının kolay olmadığına, mali yönden çok zor durumda olduklarına dikkati çeken M. H. A, "ABD'de hayat sanıldığı kadar kolay değil. Aylık bin 700 ABD doları kazanıyorum. Bunun bin ABD doları kiraya gidiyor, geri kalan parayla 3 çocuğumu okutmak zorundayım." dedi.
Florida'da yaşayan Suriyeli Hassan Shibly de Trump'ın 7 Müslüman ülke için getirdiği seyahat yasağının ABD’yi daha güvenli bir yer haline getirmeyeceğine işaret ederek, "Bu yasak bize; marjinal olduğumuzu, hedef olarak gösterildiğimiz, istenmediğimiz ve saldırı altında bulunduğumuzu hissettiriyor." görüşünü dile getirdi.
ABD'ye Yeşil Kart çekilişiyle geldiğini söyleyen İranlı Mahnaz Mojahed ise Trump'ın ilk yılında uygulamaya geçirdiği 7 Müslüman ülkeyi kapsayan seyahat yasağına tepki gösterdi.
İran'daki yakınlarının yaşlı ve ciddi sağlık sorunları bulunduğunu vurgulayan Mojahed, "Ailemin bakımını sağlamak benim için çok önemli. Onlara beni ziyarete asla gelemeyeceklerini hala söyleyemedim. Bu yasak beni, ailem ve burada inşa etmeye çalıştığım geleceğim arasında seçim yapmaya zorluyor." ifadelerini kullandı.