ABD Başkanı Trump'ın en net haliyle geçen hafta Ohio'da dile getirdiği "ABD askerlerinin Suriye'den kısa süre içinde çekilmesini istiyorum" şeklindeki çıkışı, Amerikan kurumsal yapısında (establishment) ve ana akım liberal medyada oldukça soğuk karşılandı.
O gün medyada pek de geniş yankı bulmayan bu açıklamanın hemen akabinde, Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Heather Nauert'in "geri çekilme planından haberimiz yok" demesinin ve ardından ABD'nin Münbiç'e güç takviyesi yaptığının ortaya çıkması, Washington'da olduğu kadar diğer başkentlerde de kafa karışıklığına neden oldu.
Suriye'den çekilme konusunda görece olarak yalnız kaldığı anlaşılan Trump'ın, bu talebinden vazgeçmeyeceğini gösteren sonraki açıklamaları, kamuoyunda Trump'ın düşünülenden daha ciddi olduğu şeklinde algılandı ve ardından tartışmalar alevlendi.
NSC toplantısı kilit noktası
"Önce Amerika" sloganıyla seçimleri kazanan ve en önemli Ortadoğu önceliği olarak "DEAŞ'ı elimine etmeyi" belirleyen Trump, görevinin 15. ayında terör örgütünü yüzde 100'e yakın yendiklerini ve artık Amerikan askerlerinin ülkelerine geri dönmesini istediğini söylüyor.
Geri çekilme yaklaşımını önceki gün Beyaz Saray'da Baltık liderleriyle yaptığı ortak basın toplantısında yineleyen ve üstüne "Suudiler Suriye'den çıkmamızı istemiyorsa, parasını ödemeliler" cümlesini ekleyen Trump'ın, aynı gün Beyaz Saray'da gerçekleştirilen Ulusal Güvenlik Konseyi (NSC) toplantısında, hangi konuda neye ikna olduğu konusu, Amerikan kamuoyunda ve medyasında halen tartışılıyor.
Takvim belirsizliği ya da pazarlığı
Amerikan medyasına yansıyan tabloya göre Trump, askerlerin çok kısa süre içerisinde çekilmesini, sonraki süreçlerin bölge ülkelerinin de katkılarıyla yönetilmesini istiyor. Ancak DEAŞ'la mücadelenin henüz tam anlamıyla bitmediğini, bölgede İran'ı dengelemek için bazı yatırımlar yapılması ve "yerel ortak" diye adlandırdıkları PKK/PYD'nin desteklenmesi gerektiğini savunan askerler, bu yaklaşıma karşı çıkıyor.
NSC toplantısı bağlamında kamuoyuna yansıyan ilk izlenimlerde, çok kısa süre içinde çekilme isteyen Trump'ın, ABD askerlerinin Suriye'de bir süre daha kalmasına ikna olduğu, ancak bir takvim üzerinde uzlaşılmadığı belirtildi.
Buna mukabil isimsiz yetkililerin son açıklamalarına göre Trump, en fazla 6 aylık bir süre içinde Suriye'den çıkmak, Kasım ayında yapılacak kongre ara seçimlerinden önce askerleri evlerine geri getirmek istiyor. Hatta Trump'ın, bu konuda orduya hazırlıklara başlama talimatı verdiği iddia edilirken, Pentagon'dan bu konuda adeta çıt çıkmaması dikkat çekiyor.
Trump'ın Suudi Arabistan "planı"
Suriye'deki Amerikan askerlerinin geri çekilmesindeki tarih konusunda belirsizlik süredursun, Trump'ın DEAŞ'tan kurtarılan ve halen terör örgütü PKK/PYD'nin elinde olan bölgelere yönelik mayın temizleme, inşa ve diğer sosyal katkıları başta Suudi Arabistan olmak üzere bölge ülkelerinin katkılarıyla sürdürmek istediği vurgulanıyor.
Trump'ın son bir hafta içinde önce Dışişleri Bakanlığına, Suriye'de PKK/PYD'nin kontrolündeki alanların yeniden inşası için ayrılan 200 milyon dolarlık yardımı dondurma talimatını vermesi, sonra da "Suudi Arabistan, Suriye'den çıkmamızı istemiyorsa parasını ödemeli" açıklamasını yapması, dikkat çekici iki ayrı açıklama oldu. Ayrıca dün Amerikan medyasına konuşan bazı üst düzey yetkililerin, "Trump, telefonda görüştüğü Suudi Kral Selman'dan 4 milyar dolarlık katkı sözü aldı" şeklindeki açıklamalarını da bu bölüme eklemek lazım.
Askerler hazırlıksız yakalandı
Trump'ın açıklamaları gündemi sarsmaya devam ederken, önce ABD Merkez Kuvvetler (CENTCOM) Komutanı Joseph Votel, Washington'da katıldığı bir panelde, ABD'nin Suriye'nin belli bölgelerinde operasyonlarına devam etmesi gerektiğini vurguladı.
Aynı gün AA'nın Münbiç'teki güvenilir yerel kaynaklardan aldığı bilgiye göre, ABD güçleri Fırat Nehri'nin batısındaki Münbiç ilçesine askeri takviyeler yaptı.
Pentagon'un son günlerde basın brifinglerini yapmaması ve basın mensuplarının sorularını geçiştirmesi, Trump'ın geri çekilme açıklamasına, askerlerin hazırlıksız yakalandığı şeklinde yorumlanıyor.
Suriye'deki işinin daha uzun olduğunu düşünen Pentagon'un, hem DEAŞ kalıntılarıyla mücadeleye devam etmek hem de Suriye'nin doğusunda İran'a karşı bir güç oluşturmak gerekçeleriyle hareket ettiği, bu sebeple Trump'ın açıklamalarından pek hoşnut olmadığı belirtiliyor.
Ayrıca NSC toplantısı etrafında oluşan "ABD Suriye'den çekiliyor" havasından biraz farklı olarak, Beyaz Saray'ın konuyla ilgili dünkü açıklamasında, geri çekilme sürecine hiç temas etmemesi, Trump dışındaki neredeyse tüm yetkililerin Suriye konusunda oldukça ihtiyatlı bir dili tercih ettiğini gösteriyor.
Medya üzerinden Trump'a mesaj
ABD Başkanı Trump'ın birkaç kez tekrarladığı sözlerine doğrudan bir reaksiyon veremeyen Pentagon'daki bazı yetkililerin bu memnuniyetsizliklerini, medya üzerinden dile getirdikleri görülüyor.
Örneğin; CNN, NBC, Washington Post ve New York Times gibi ABD'nin önemli medya kuruluşlarında son 3-4 gündür yapılan haberlerin birçoğunda "ABD'nin Suriye'den erken çıkmasının ne tür felaketlere neden olabileceği" temasının işlenmesi dikkat çekiyor.
Pentagon sözcüleri gazetecilerin sorularına yanıt vermemeyi tercih ederken, bazı üst düzey yetkililer "ABD'nin Suriye'de bir süre daha kalması gerektiğini" stratejik gerekçelerle anlatmaya çalışıyor.
Trump üzerinde bu medyatik baskının ne kadar işe yaradığı bilinmiyor, ancak askerlerin memnuniyetsizliği, kamuoyunda net olarak okunabiliyor.
Soru işaretleri cevap bekliyor
Suriye'den geri çekilme planı noktasında görece olarak yalnız kalan, ancak bu planın uygulanması konusunda ısrarcı olduğu görülen Trump'ın, özellikle ABD Savunma Bakanı Jim Mattis ile çekilme takvimi üzerinde görüşmeler yaptığı kaydediliyor.
ABD kamuoyuna yansıyan son haberlerde, geri çekilmenin 6 aylık bir süreç içinde gerçekleştirilmesi konusunun öne çıktığı ve Trump'ın bu noktada Pentagon'u yetkili kıldığı vurgulanıyor.
Ancak çekilme sürecinin nasıl işleyeceği, ABD'nin "DEAŞ'a karşı müttefiki" olarak gördüğü terör örgütü PKK/PYD ile ilgili ne yapılacağı, örgütün elindeki bölgelerin "yeniden inşası" noktasında hangi ülkelerin ne şekilde parasal katkı sağlayacağı gibi birçok soru yanıt bulmayı bekliyor.
Trump'ın görece basitleştirilmiş "DEAŞ'ı yenmek için oradaydık; yendik, şimdi eve dönüyoruz" formülünün Pentagon, Dışişleri ve istihbarat kurumları nezdinde pek sevimli bir yaklaşım olmadığı açıkça görülüyor.
Ancak emlak milyarderliğinden başkanlık koltuğuna oturan Trump'ın "Suriye'ye boşuna para harcadık, daha fazla harcamak istemiyorum" şeklindeki akıl yürütmesi şu ana kadar net bir çizgi gibi gözüküyor. Bu durumda geriye, Başkan'ın etrafındaki kurumlar arasında Amerikan askerlerinin nasıl geri çekileceğinin planlanması kalıyor.