Kategoriler

DİNDE ESAS OlAN SİVİL İNSAYATİFTİR....

ilam dini mutlak olan insiyatif değil,sivil insiyatifi ön planda tutmaktadır.
Müslüman toplumlarda yüzyıllardır ulu’l-emr üzerinden üretilen ‘mutlak itaat’
kavramı, sivil alanı genişletici değil, din algısını daraltıcı bir fonksiyon icra
etmektedir.
Müslüman dünyanın, neden 21. Yüzyılda bile hala dört başı mamur bir hukuk
devleti inşa edemediklerini doğru anlayabilmek için öncelikle geleneksel İslam
kültürüyle ilgili ezberlerinin sorgulanması gerekiyor. Çünkü bu zihin yapısı, dini
Kur’an ve sünnet üzerinden okuyamadığı için, yaşadığımız dünyayı tanıyıp
yorumlaması da mümkün değildir.
Oysa İslam’ın temel metinleri, etrafımızı duvarlarla çevirip gözü kapalı bir din
anlayışını değil, açık, şeffaf ve hesap verilebilir bir hayat biçimini vazetmektedir.
Ama gelin görün ki günümüzün İslam ulaması, geleneksel İslam anlayışının dışına
çıkamadığı için, İslami metinlerde çok açık tarif edilmesine rağmen, ulu’l-emr
kavramını dar kalıplar içine hapsederek sivil alana açılan bütün kapıları
kapatmaktadır.
Hal böyleyken, ‘otoritenin kaynağı’nı ilahi olana bağlamak, hem bireyi gönüllü
köleliğe rıza göstermeye zorlamak hem de otoritenin meşruiyetini Allah’a
yaslamaktır ki bu dine en büyük bühtandır. Maturidi’nin yaklaşımına göre, ulu’l-emr
olarak tespit edilen ulema, gerektiğinde halifeyi, sultanı, padişahı görevden alma
yetkisine sahiptir, yani bir bakıma denetim görevi üslenmiştir.
Kuşkusuz İslam bilim insanlarının farklı yaklaşımları olabilir ama genel kanaat,
Nisa 59. Ayetin “..sizden olan ülü’l-emre de itaat edin” kısmındaki ‘sizden’ ifadesi,
yöneticinin ve de devlet başkanının meşruiyet kaynağının birey ve toplum
olduğuna da işaret etmektedir.
Evet İslam’ın temel metinlerindeki “mutlak itaat” ve “Ulu’l-emr” kavramları doğru
analiz edildiğinde, otoriter bir yönetim biçimi değil, tam aksine halkın onayına
dayalı, daha sivil bir yönetim anlayışı ortaya çıkmaktadır.
Ama ne yazık ki Müslüman toplumlar tarih boyunca bu kavramları ‘mutlak iktidarı’
güçlendirici bir anlayışla yorumladıkları için, ‘erkler ayrılığı’ ile denetlemeyi göz ardı
etmişlerdir.

Yorumlar