Kategoriler

Bursa'daki Kürtler bunu yapmaz, kardeşlik nerde?

 HDP'li milletvekili Selahattin Demirtaş'ın Kobani’de yaşanan İŞID zulmünü protesto etmek için partilileri sokağa davet etmesiyle başlamıştı süreç…
Ülkenin dört bir tarafında gösteriler başladı.
Sonrasında ne mi oldu?
Her zaman ki manzaralar karşımıza çıktı.
Sokaklarda özellikle çocukları kullanan PKK’lılar onların arkasına geçerek ve yüzlerinde maskelerini takarak ortalığı karıştırdı.
Başta kamu malları, dükkanlar ve özellikle okulları da birbirine katan Vandalizm derdinde olan bir grup, her zaman olduğu gibi üzerlerine düşen görevlerini en iyi şekilde yaptı...
İşleri bu zaten provokatörlerin!
Bu arada yeri geldi polisimizle çatıştılar yeri geldi vatandaşlarımızla kavga ettiler.
Evet bunları yapan HDP ve BDP’den bazı partililer ve destekçileri ayrıca bu olaylarda kendi vatandaşlarının ölmesine sebep veren bir yapıyla karşı karşıyaydık! 
Maalesef...
Tablo çok feciydi aslında.
  
30’a yakın vatan evladı daha hayatını kaybetmişti.
Peki ne için?
Kobani’de yaşanan olayları protesto etmek için...
İyi de şimdi sormak lazım HDP ve BDP’liler bu ölen canların hesabını verebilecek mi?
Kürt vatandaşlarınızın dükkanlarını darma duman edenlerin zararını kim karşılayacak merak ediyorum.
Şimdi size başka bir konuyu açmak istiyorum.
Düşünün; HDP’li yetkililer hükümetten Kobani’de yaşanan olayları bitirmek için hükümetten destek isyecek, bu arada devletin polisine askeriyle taşlı, sopalı ve molotoflu saldırı yapacak…
Bu nasıl bir akıl tutulması hala anlamadım.
Anlayan birileri varsa açıklasın bana...
Hani o zaman şunuda sormak lazım burada Kobani için protesto edeceğinize orada gidin o zaman, neden oradaki Kürtlere sahip çıkmıyorsunuz?
Yoksa Kobani’de IŞİD’ten mi korkuyorsunuz?
Hani hiçbir şeyden korkmazdınız!
Onu da anlamış değilim ya… Neyse!
Gelelim Türkiye'de bazı illerde bu olaylar yaşanırken, sokağa çıkma yasağı haberlerini izlerken bir de baktık Bursa’mızda olaylar çıkmış...
Aslında hiçte beklenmiyorduk bu kadar organize olayları…
Evet Bursamızda özellikle Yıdırım'da Ulus ve Arabayatağı mahallesinde, Osmangazide ise kent meydanı ve emek mahallelerinde vatandaşları da çileden çıkartan gösteriler yapıldı.
Hatta bunun yanında bir otobüsü yakma girişiminde bulunuldu...

Ama Allah’tan böyle bir olay amacına ulaşamadı. 
Bu olayları anlatırken ayrıca bende Emek tarafında bu olaylara şahit olan bir vatandaş olduğumu da iletmek isterim.
Aracımla Mudanya Yolu’nda Fethiye İstasyonu’na geldiğimde birde ne göreyim yüzlerce araba kuyrukta bekliyordu.
Bende şaşırdım ne yalan söyleyeyim hatta yanımdaki arkadaşlara dedim ki baksanıza Bursa'da da protestolar başladı herhalde der demez dediğim çıktı…
Sonrasında ise Mudanya Yolu’nda ilerlerken yoldaki göreli polis memuruna neden bu kuyruğun olduğunu sordum.
Kendisi bana yolun kenarındaki bazı vatandaşların yoldan geçen araçlara taş attıklarını ve güvenlik gerekçesiyle ana yolu kapadıklarını söylemişti.
Neyse ben bu sözlerden sonra bu olayların yaşandığı yerlere bizzat giderek gördüm ki yolardan koca koca taşlar sökülmüş, yolara atılmış ve bazı araçlarında camları yoldaydı… 
Yine bu yaşadıklarımı sosyal medyada paylaşırken bazı arkadaşlar benden fotoğraf yüklememi isted.Fakat bunun o şartlarda mümkün olmadığını belirtmek zorunda kaldım ve ardından bölgeden ayrıldım...
Peki Bursa’da bu olaylar yaşanırken şehrin eminleri neredeydi?
Bu şehrin Valisi, Belediye Başkanları ve sivil toplum örgütleri nerde merak ediyorum!
İllaki bu şehirde birilerinin ölmesi mi lazım!
Geçen senelerde böyle büyük bir acı  yaşamadık mı kardeşim..
Lütfen bu şehir hepimizin herkes sahip çıksın!
Birlik ve beraberlik içerisinde olmamız gerekmiyor mu?
Hiç kimsenin üstüne düşen görev yok mu?
Onun için Bursalı kardeşlerimi tebrik ediyorum. Sağduyulu ve itidalli oldukları için... 
Şimdi Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe kendi memleketinde böyle bir olay olsaydı yine böyle hareket edebilir miydi?
Siyasi partilerin İl ve İlçe Başkanları nerede kaldınız?
Daha neyi bekliyorsunuz bu olaylara da mı siyasete sokuyorsunuz?
Allah aşkına!
Eğer ki öyleyse size de yazıklar olsun!
Evet bu söylediklerim yanında bu olaylardan rahatsızlık duyan ve tepkisini basın toplantısıyla da bildirenler kişilerde oldu…
Onları da tebrik etmeden geçemeyeceğim!
Ak Parti Bursa Milletvekili Bedrettin Yıldırım ve Hüseyin Şahin,Ak Parti Yıldırım İlce Başkanı Hüdayi Yazıcı'da açıklama yapan kişilerden bazılarıydı.
Hatta Bedrettin Yıldırım'ın basın toplantısında kendisine bir soru sordum.
Doğuda bu kadar şiddetli olaylar yaşanırken batıdaki olayların yaşanmasından birlik ve beraberlik noktasında neden kanaat önderleri ve sivil toplum örgütleri itidal çağrısı yapmıyor? diye bir soru sordum kendisine.
Bana Bedrettin Yıldırım, batıdaki Kürtlerde örgüt tarafından tehdit edildiği için onlarında sesi çıkmadığını söyledi.
Yazık hakikaten yazık…
Şimdi Bursalı iş adamı olup Kürt olan çok arkadaşım var.
Bu olayların sadece Kürt kökenli vatandaşlarımızın üstüne kalması da utandırıcı…
Ama bunu kabullenmeyen kişilerde ortalıkta yok nasıl olacak o zaman.
Sözde işe gelince ben iş adamıyım, derneğe gelince şu kadar üyem var ama icraata gelince ortalıkta kimse yok.
Bence bu tabudan kurtulmak için madem bu olayları Kürt kardeşlerimiz çıkarmıyor, batıdaki Kürtler bu olayları kınasın, haykırsın ve kendileri de sağ duyudan ve barıştan yana olduklarını açıklasınlar.
Bizde alkışlayalım.
Ama nerdeee...
Evet Bursa'da günlerdir bu konuları her yerde ister istemez konuşuyoruz.
Özellikle bu olaylarda Yıldırım Belediye Başkanı İsmail Hakkı Edebali'den o yörenin bir insanı olarak ayrıca birlik ve beraberlik çağrısında bulunarak Yıldırım tüm değerleriyle birlikte paylaşmasını gerektiğini de ifade etmek isterim.
İnşallah bu tür ülkemizin canını sıkacak olaylarla bir daha karşı karşıya kalmayız ve tahriklere de gelmeyiz.
Bu olaylarda ilgili geçen günlerde Çalışma ve Sosyal ve Güvenlik Bakanı Faruk Çelik çok güzel bir söz söylemişti.
O sözlerde ''Bizim başımıza da Suriye'deki gibi bir olaylar gelse gidecek yerimiz yok'' demişti.
Bende aynen katılıyorum. Herkes bu konularda aklına başına almalı ona göre hareket etmelidir.
Aylardır yüzbinlerde kişiye kapsını açan, besleyen ve tüm ihtiyaçlarını karşılayan ve milyarlarca dolar para harcayan bu hükümete de haksızlık yapılmaması gerektiği kanaatindeyim…
            Artvinlilerin Acı Günü!
Kendini Bursa'da Artvinlileri adamış bir isimdi o.
Dünya Artvinliler Federasyonu Başkanı Ömer Ayık.
Bursa'da en son Artvinlilere nasıl daha hizmet derim derdinde olan bir gönül adamıydı o.
Neşeli, gülümseyen ümidini hiç bir zaman kaybetmeyen birisiydi o.
Geçlere nasıl yardımcı olurum diye kapı kapı burs toplayan bir Başkandı o.
Artvinliyim deyince göğsünü gururla kabartan tulumun ve kemençenin aşığı olan birisiydi o.
Gece gündüz demeden kimseyi kırmamaya çalışan bir kişiydi o.
Evet kendisiyle en son Nilüfer’de Ramazan Çadırı’nda görüşmüştük.
Yine derneğin standında ön safta biletini almıştı. Her zaman ordaydı.
Konuştuk halleştik.
Hatta Başkana benimde Trabzonlular Federasyonu’na Başkan olmamı istiyorlar ne dersin diye takılmıştım…
Oda bana, olur mu kardeşim biz senin gibi bir genç, çalışkan bir kardeşimize her zaman tam destek veririz demişti.
Hatta bu programların birisinde Kastamonulular Derneği Başkanı İsmail Tiftik ve Erzurumlular Dernekleri Federasyonu Başkanı Ömer Ömeroğlu'da ordaydı… Onlarda bizlere tam destek vereceklerini söylemişti…
Evet hey gidi günler...
Maalesef bu değerli abimizi, büyüğümüzü Ömer Ayık'ı Kurban Bayramının 4.gününde hayatını kaybetti.
Tabi ki Ulu Camide binlerce seveni onu yalnız bırakmadı bizler gibi.
Bu anlamda bizlerde başta Ayık ailesine, Artvinlilere ve sevenlerine başsağlığı diliyoruz.
Allah mekanını cennet eylesin inşallah…
Ayrıca rabbim kederli ailesine de sabırlar versin.
Allaha emanet olun.
Saygılarımla
Yorumlar