Şadırvanlı Han Eğitim Akademisi’nde “Türk Düşüncesinde Pozitivist ve Materyalist
Yansımaların Reddiyesi Sorunu” başlığıyla düzenlenen programın konuğu olan Prof.
Dr. Abamüslim Akdemir, bu eleştirilerin felsefî arka planını ele alarak, Türk
entelektüel hayatındaki pozitivist ve materyalist yansımaları nasıl reddettiğini
konuştu. Prof. Dr. Akdemir, ayrıca bu eleştirilerin modern Türk düşüncesine nasıl yön
verdiği ve günümüz tartışmalarına ne şekilde katkıda bulunduğunu analiz etti.
Uludağ Üniversitesi Eğitim Fakültesi Türkçe ve Sosyal Bilgiler Bölüm Başkanı Prof.
Dr. Abamüslim Akdemir, “Özellikle birinci ve ikinci meşrutiyet döneminde, Tanzimat
sonrası batılılaşma hareketi içerisinde, Türk düşüncesine Osmanlı’nın son dönemi ve
Cumhuriyetin başlangıç yıllarında. 19. yüzyıl pozitivizmin egemen olduğu bir yüzyıl
olduğu için bunların etkileri var. Özellikle pozitivizm ve materyalizmin etkileri var.
Osmanlı döneminin son döneminde, Türkiye Cumhuriyeti’yle birlikte pozitivizme karşı,
özellikle pozitivizmin, metafizik ve dini konulardaki materyalist tavrından dolayı
reddiyeler var. Bu reddiye sorununun, felsefî sorunu nedir? Karşılığı ne olmuştur?
Bunu konuşuyoruz. Amacımız Türk düşüncesinde ve cumhuriyetin kuruluş
felsefesinde uzun yıllar etkili olan batılı mantığı, pozitivist ve materyalist etkiyle birlikte
nasıl şekillendiğini, buna karşı duruşunda kendisini nasıl ortaya koyduğunu, koyarken
de ne tür sorunlar ortaya çıktığını tartışmaktır” dedi.
Pozitivist ve materyalist etki, Türk düşüncesinde kendisini ortaya koyarken daha çok
Auguste Comte ve Emile Durkheim üzerinde kendini gösteriyor diyen Prof. Dr.
Akdemir, “O dönemde batılılaşma hareketi daha çok teknoloji ve bilim alanında
olduğu için, biraz da bilimsel pozitivizmin, olgusal dünyanın başarısında etkisi
olmasından dolayı ona karşı ilgi de çok fazla oluyor. Pozitivizmin, cumhuriyetin
kuruluş felsefesindeki etkilerini de görüyoruz. Mustafa Kemal Atatürk, Emile
Durkheim, Auguste Comte ve Ziya Gökalp’ten etkilenerek, devleti şekillendirirken
bilimi ve olgusal dünyayı hakim kılmaya çalışıyor. Bunun yanında, karşı taraf da
pozitivizmi, metafizik ve ontolojik temelinde din karşıtlığı üzerinden değerlendiriyor.
Bunu savunurken daha çok idealizmi, tasavvufu ve kelamı kullanıyorlar” diye
konuştu.
Konuşmasında, bugün bu temellendirmelerde nelerin eksik olduğuna da değinen
Prof. Dr. Abamüslim Akdemir, “Bizim temellendirme biçimimiz biraz da iki temelden
oluşuyor. Hem pozitivizminden vazgeçemiyorlar; çünkü gelişmiş bir Batı var.
Batılılaşma sürecini zorunlu olarak desteklemek zorunda kalıyorlar. Hem de ona karşı
kendi değerlerini koruyabilecek bir temel arıyorlar. Doğal olarak bu çatışmanın ortaya
çıkarttığı ve belki bugün de karşımıza çıkan sorunların ana kaynaklarından birisidir”
dedi.