İYİ Parti Bursa Milletvekili Selçuk Türkoğlu, Van ve Diyarbakır belediyeleri önünde devam eden çadır eylemleri ile ilgili olarak yaptığı açıklamada DEM Parti Meclis Grup Başkanvekili Gülistan Koçyiğit’e seslenerek, “Hani en kutsal değer emekti? Hani nerede kaldı proleteryanın asla yadsınamaz olan hakkı, hukuku, adaleti!” diye sordu.
-Van’da bine yakın, Diyarbakır’da da 800’e yakın çalışanın kıyım uğradığını, yerlerine de bir o kadar yeni personel alındığını vurgulayan Türkoğlu, ‘Bendensen, yaşasın proleterya!
Benden değilsen ezilsin, aç kalsın, ölsün, gebersin, ne olursa olsun proleterya! Öyle mi? Benim gibi düşünüyorsan, başım gözüm üstüne! Benim gibi düşünmüyorsan, canın cehenneme! Bu mu yani!?” şeklinde konuştu.
İYİ Parti Bursa Milletvekili Selçuk Türkoğlu’nun basın açıklaması şöyle;
“Türkiye’de 1.405 belediye var. Bize ulaşan bilgilere göre; 31 Mart Mahalli Seçimlerinden sonra ülke genelinde belediyelerden 5 bin küsur işçi çıkarıldı. 40 bin işçi de sendika değiştirmek zorunda bırakıldı. Bunun 2 bin kadarı sadece iki ilimizde yaşandı.
İşte ben ayağımız tozuyla, o iki şehrimizden Van ve Diyarbakır’dan geldim.
Her iki şehrimizde de incelemeler yaparak, buralardaki mağdur işçilerimizle görüştüm, yerinde tespit ve gözlemlerde bulundum.
Gördüm ki; sorun, gerçekten kamu vicdanını yaralayan biçimde güncelliğini koruyor.
Tanık oldum ki; 6-7 aydır devam eden eylemler nedeniyle de, bu can yakan mesele kamuoyu gündeminde kalmaya devam ediyor.
Bu sebeplerle konunun tüm ayrıntılarıyla anlaşılabilmesi için Meclis Araştırması önergesi de verdim.
Meclis İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu üyesi olarak; geçtiğimiz Cuma Günü Van’daydım, önceki gün de Diyarbakır’daydım.
Gidiş sebebim de, her iki belediyede yaşanan işçi ve emekçi kıyımıydı, orada aylardır haklarını arayan mağdur çalışanlara destek vermekti.
Bu konuyu defaten, Meclis Genel Kurulu’nda da dile getirdim.
Van’da bine yakın, Diyarbakır’da da 770, yani 800’e yakın çalışanın işine son verildi.
Yerlerine de Van Büyükşehir Belediyesi’nde 500’e yakın yeni personel alımı yapıldı. VASKİ Genel Müdürlüğünde de 170 insanı işe alındı, ilçe belediyelerinde de tek tek alımlar oluyor.
Hatta Van’da bulunduğumuz gün de Büyükşehir’e 275 personel alımı için ilan verildi.
Diyarbakır’da da aynı şekilde belediyelerde toplamda bine yakın yeni personele iş başı yaptırıldı.
Nerede işçi kıyımı nerede zalimlik varsa biz oradayız.
Mesela; İzmir Büyükşehir Belediyesi’nde de, Tunç Soyer tarafından işbaşı yaptırılan işçilerden ilk etapta 71 kişiyi kapı önüne koydular. Zamanla bu sayı 195'e çıktı.
İzmir’de ve diğer şehirlerde yapılan işçi kıyımlarını da siyasi bir ayrım yapmaksızın kınıyoruz, lanetliyoruz.
Van İpekyolu Belediyesi’nin önünde 7 aydır, Diyarbakır Belediyesi’nin önünde de 6 aydır hak arama eylemleri yapılıyor. Gittim, bizzat gözlerimle gördüm.
Kıyıma uğrayan belediye çalışanları; karda, kışta, kıymette çadırlarını kurmuşlar, zemheri soğuğunda direnişlerini sürdürmeye, seslerini duyurmaya çalışıyorlar.
İnsanı tir tir titreten havada, bulabildikleri odun kömürle, yakabildikleri derme çatma sobaları başında, kendilerine destek için gelen vatandaşlara haklılıklarını anlatmaya çalışıyorlar.
Hamaset yapmıyorum. Bizzat gidip kendi gözlerimle tanıklık ettiğim için söylüyorum.
DEM Parti Meclis Grup Başkanvekili Sn. Gülistan Koçyiğit, her seferinde,
İşten çıkartılanların hepsi bankamatikçi. Bunlar işe gitmeden maaş alanlar!” diyor.
Vallahi de billahi de doğru değil.
Her birinin, işe geldiklerini kanıtlamak için her gün okutmak zorunda oldukları elektronik mesai kartlarını çıkarıp, siz göresiniz diye eylem çadırlarının önünde her gün sallıyorlar.
Sn. Koçyiğit’in bir iddiası daha var.
Diyor ki; bunlar, seçimlere iki ay kala işe alınan yandaş kişiler!”
Bu da kabul edilemez, ayakları havada bir gerekçe! 3 yıllık var, 5 yıllık var, 7 yıllık, 8 yıllık var.
Hatta 10 yıllık, 12 yıllık var! Bunlardan vaz geçtim; Engelli raporu olanlar var.
Her biriyle tek tek konuştum.
Soruyorum; bu insanları işten neden çıkardınız?
İşe gelmemezlik mi yapmışlar?
Haklarında soruşturma mı açılmış?
Suçlu mu bulunmuşlar?
Çalmışlar mı, çırpmışlar mı, yanlış mı yapmışlar?
Söyleyecek sözleri de yok;
Halen daha itiraz ediyorlarsa; onlara buradan bir teklifim var;
Hadi gelsinler;
Birlikte hem Van’a, hem de Diyarbakır’a gidelim, çadırda 6 aydır 7 aydır oturma eylemi yaparak hak arayan, bu emekçi kardeşlerimizle beraber görüşelim.
Siz değil misiniz, her fırsatta işçiden, emekten, emekçiden yana olduğunuzu savunan!
Siz değil misiniz, en önemli insan hakkının “işçinin, emekçinin alın teri” olduğunu söyleyen!
Hani en kutsal değer emekti?
Hani nerede kaldı proleteryanın asla yadsınamaz olan hakkı, hukuku, adaleti!
Bendensen, yaşasın proleterya!
Benden değilsen ezilsin, aç kalsın, ölsün, gebersin, ne olursa olsun proleterya! Öyle mi?
Benim gibi düşünüyorsan, başım gözüm üstüne!
Benim gibi düşünmüyorsan, canın cehenneme! Bu mu yani!?
Sn. Koçyiğit;
Var mısınız, Van’da ve Diyarbakır’da kıyıma uğrayan emekçi kardeşlerimizle yüzleşmeye?
Hadi hodri meydan!”