Ancak iktidarın emek karşıtı politikaları
nedeniyle bunun mümkün olamayacağı şimdiden anlaşılmıştır.
• Ülkemiz, gen merkezi olduğu buğdayda büyük bir çeşitlilik ve zenginliğe
sahiptir. Ancak buğday üretiminin yüzde 78’i kuru tarım alanlarında
yapılmakta olup; verim dünya ortalamasının altında kalmaktadır.
• Buğday, Türkiye’nin hemen her bölgesinde yetiştirilmekte olup, tarla
bitkileri içerisinde ilk sırada yer almaktadır. Özellikle İç Anadolu ve
Güneydoğu Anadolu Bölgelerinde yaygın olarak üretilmekte, ekim
alanlarının yarısından fazlası bu iki bölgede bulunmaktadır. Üretimde ilk
üç sırayı ise Konya, Şanlıurfa ve Ankara illeri almaktadır.
• Son 30 yılda buğday ekim alanları yüzde 30 oranında azalmıştır. Bu
dönemde nüfus yüzde 50 oranında artmasına rağmen buğday üretimi
20 milyon ton civarında sabitlenmiş, Türkiye ürettiğinin yarısından fazla
buğday ithal eder hale gelmiştir.
• 2022 yılında 8,9 milyon ton olan buğday ithalatı, 2023 yılında 11,9 milyon
tona yükselmiştir. İthalata ödenen 3,5 milyar dolar karşılığı 79 milyar
TL'dir. Oysa tarımsal destekleme için bütçeden ayrılan kaynak 63,3
milyar TL'dir. Bu nedenle çiftçilerin bankalara kredi borcu Nisan 2024
itibarıyla bir önceki yıla yüzde 60 artarak 670 milyar TL'ye ulaşmıştır.
• Türkiye, 2023 yılında dünyada en çok buğday ithal eden ülke haline
gelmiştir. İthalatın yüzde 75’i Rusya, yüzde 21’i ise Ukrayna’dan
yapılmıştır.
• AKP’nin 22 yıllık iktidarında (2003-2024) buğday ithalatında rekorlar
kırılmış; yapılan yaklaşık 105 milyon tonluk ithalat karşılığında 29 milyar
dolar ödenmiştir.
2
• Üretici örgütleri kuru şartlarda üretimi yapılan buğdayın ortalama
maliyetini kilogramı 10,8 TL olarak belirlemişler ve 15 TL alım fiyatı talep
etmişlerdir.
• Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) 6 Haziran tarihinde 2024 ürünü hububat
alım fiyatlarını ton başına Makarnalık buğdayda 10.000 TL, Ekmeklik
buğdayda 9.250 TL, Arpada 7.250 TL olarak belirlemiştir. Ayrıca 2023
yılında ton başına buğdayda 1.000 TL olan fark ödemesi desteği 1.750
TL’ye, arpada ise 500 TL’den 750 TL’ye yükseltilmiştir.
• Bu durumda; fark ödemesi desteği ile birlikte çiftçilerin eline ton başına;
makarnalık buğdayda 11.750 TL, ekmeklik buğdayda 11.000 TL, arpada
8.000 TL geçecektir. Ancak 2024 yılı için belirlenen fark ödeme desteği
çiftçilere 2025 yılı içerisinde ödenecektir.
• Fark ödemesi desteği hariç alım fiyatları ekmeklik buğdayda yüzde 12,1,
makarnalık buğdayda yüzde 11,1, arpada ise yüzde 3,6’dır. Fark ödemesi
desteği dahil alım fiyatlarındaki artışlar ekmeklik buğdayda %18,9,
makarnalık buğdayda %17,5, arpada ise %6,7 olmuştur. Buna karşılık
son bir yılda;
− Buğdayın en önemli girdilerinden mazot fiyatı yüzde 90 artmıştır.
Çiftçi 2023’te alım fiyatı açıklandığı 6 Haziran’da 1 ton buğday ile 388
litre mazot alabilirken, bu yıl ancak 229 litre mazot alabilmektedir.
− Tüketici enflasyonu bir önceki yılın Mayıs ayına göre yüzde 75
artmıştır.
− Gıda enflasyonu bir önceki yılın Mayıs ayına göre yüzde 70 artmıştır.
− Girdi fiyatları son bir yılda yüzde 50 artmıştır.
• Görüldüğü gibi, alım fiyatlarındaki artış gerek enflasyonun gerekse girdi
fiyatlarının çok altında kalmaktadır. Türkiye dünyada mazot, gübre, ilaç
gibi tarım girdilerinin en pahalı kullanıldığı ülkelerden birisidir. Maliyetin
10,8 TL olduğu dikkate alındığında; açıklanan alım fiyatlarının
çiftçilerimizi daha da yoksullaştıracağı ortadadır.
• Türkiye’nin yurt içi buğday kullanımı 19 milyon ton civarındadır.
Ekmeklik buğdayda kendine yeterlilik oranı %86'dır. TÜİK 2023 yılında 22
3
milyon ton olarak gerçekleşen buğday üretiminin 2024 yılında yüzde
4,5’lik azalışla 21 milyon tona düşeceğini açıklamıştır. Bu yılın ilk 4
ayında ithalat yaklaşık 3 milyon tonu bulmuştur.
• TMO, 2023 yılında üreticiden aldığı büyük bölümü buğday olmak üzere
13 milyon tonu aşkın hububatın yaklaşık 5 milyon tonunu satmış olup,
kalanı depolarda beklemekte ve yeni ürün için depolama endişesi
yaratmaktadır.
• TMO, 6 Haziran’da aldığı kararla 21 Haziran-15 Ekim 2024 tarihleri
arasında Dahilde İşleme Rejimi kapsamında buğday ithalatını
durdurmuş, buna karşılık buğday ve arpa ihracatını serbest bırakmıştır.
Bunlar olumlu fakat geç alınmış kararlardır.
• TMO, ürün bedeli ödemeleri 45 gün içerisinde doğrudan üreticilerin
banka hesaplarına yapılacağını belirtmiştir. Bu karar bekleme imkanı
olmayan küçük üreticileri tüccara yönlendirecektir. TMO bu karardan
vazgeçmeli ve ürün bedellerini kısa sürede ödemelidir. Ayrıca
üreticilerin randevu talepleri bekletmeksizin karşılanmalıdır.
• TMO’nun açıkladığı fiyatlarla üretimin sürdürülmesi mümkün değildir.
Çiftçilerin zarar etmemesi ve topraktan kopmaması için buğday alım
fiyatı üreticilerin talebi olan fark ödemesi dahil ton başına 15.000 TL
olarak revize edilmeli, üretim maliyetlerinin düşürülmesi için gerekli
tedbirler alınmalı, TMO çiftçileri destekleyen ve piyasayı regüle eden bir
yapıya kavuşturulmalıdır.