BUSİAD Yenilikçilik ve Yaratıcılık Uzmanlık Grubu liderliğinde, bu yıl “Gelecek için Dönüşüm” temasıyla
düzenlenen Sempozyumun açılışında konuşan BUSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Buğra Küçükkayalar,
geçmişi değil ama geleceği değiştirebilmek elimizde diye başladığı sözlerini, “Bugün de “Gelecek İçin
Dönüşüm” diyerek hayal ettiğimiz geleceği kurgulamak için neler yaptığımızı ve neler yapabileceğimizi
konuşacağız” dedi.
BUSİAD için gelecek ve dönüşümün her zaman önemli olduğunu ifade eden BUSİAD Başkanı Küçükkayalar,
şöyle devam etti:
“Bizler BUSİAD olarak gelecek için dönüşüm derken salt teknolojinin dönüşümünü anlamıyoruz.
Dünyamızın büyük sorunu haline gelen küresel ısınmaya karşı yeşil dönüşümü de anlıyoruz.
Ama belki bundan da önemlisi-çünkü dijital ve yeşil dönüşüm için buna çok ihtiyaç olacak- toplumsal ya da
insani dönüşümü de anlıyor ve özel bir önem veriyoruz. ilk dönüşümü insanda yapmalıyız. Hayata, dünyaya,
ekonomik ilişkilere bakışımızı, paradigmamızı zor da olsa değiştirmek zorundayız.”
BUSİAD’ın 2 yıldır, Bursa’nın dönüşümüne ilişkin temaslarla ve raporlarla aktif olarak katkıda bulunduğunu
da ifade eden Küçükkayalar, “Bursa’nın artık rastgele büyümeye değil, planlı bir gelişmeye ihtiyacı var”
dedi. Küçükkayalar, şöyle devam etti:
“Bursa olarak yeşil, dijital ve toplumsal dönüşümün de pilotu olmalıyız dedik. Artık bir adım daha atıp,
Bursa’mız için yeni bir hikâye yazmanın vakti geldi diyoruz.
Sanayi, tarım ve turizm alanlarında daha az yoğunlukla, daha kaliteli, daha nitelikli, daha katma değerli ürün
ve hizmet üreten ve bunun için dijital ve toplumsal dönüşümleri de gerçekleştirmiş bir Bursa için tam zamanı.
Daha fazla çevreye duyarlı, daha çok kentine, ülkesine ve dünyasına sahip çıkacak, üretirken salt kendisini
değil kentini, ülkesini ve dünyayı da düşünecek nesiller ortaya koymanın tam zamanı.
Günümüzde Bursa 2050 Çevre Düzeni Planı’nı konuşurken, tam da zamanı.
Bursa olarak sürdürülebilir bir kent örneğini ülkemizde ortaya koymanın zamanı şimdi değilse ne zaman?
Aksi halde dönüştüremediğimiz geleceğimiz çocuklarımızın, torunlarımızın hayırla yad etmediği geçmişleri
olacak ve onlar da onu değiştiremeyecek ya da değiştirebilmek için çok daha fazla zaman ve çaba
harcayacaklar, bedeller ödeyecekler.
Bunun için zamanda yolculuk yapmaya da gerek yok üstelik.
Gelin bizim hayal ettiğimiz geleceğimizi, gelecek kuşakların ise mutlulukla anacakları bir geçmişi
yaratmak için elbirliği ile çalışalım.
“Gelecek için dönüşüm” derken farklılığın bir zenginlik olduğu gerçeğini de asla gözden
kaçırmayalım. Geleceğimizi, bu gerçekleri de dikkate alarak ve en büyük değerimizin bu kentin
kendisi olduğunu bilerek dönüştürelim.
Biz Bursalılar bunu yapabilecek bilgi, birikim, güç ve cesarete sahibiz.”
PROF. DR. YILMAZ:İŞİN ÖZÜ İNSAN
Sempozyum’un paydaşlarından Bursa Uludağ Üniversitesi’nin Rektörü Prof. Dr. Ferudun Yılmaz da, “İşin
temelinde insan var” diyerek, şöyle devam etti:
“Ülkemizin ve dünya refahı için insanı dönüştürmekle başlamalıyız. İşin özü nitelikli
beşeri sermayedir ve bu beşeri sermayenin donanmasında da, 23 araştırma
üniversimizden biri olarak katkı vermeye devam ediyoruz. Devamlılık arz eden bu
organizasyonun parçası olmaktan dolayı memnunuz.”
CİLİV’DEN LİDERE VURGU...
Sempozyumun ilk konuşmacısı Kuika, System Optima Yönetim Kurulu Başkanı ve Bilkent Yönetim Kurulu
Üyesi Süreyya Ciliv, “Global olmazsanız başarı şansınız yok. Türkiye, dünya nüfusunun da
ekonomisinin de yüzde 1’i. Türkiye’de bir ürün çıkardığınızda, Fransa’da da ürün varsa, yüzde on
pahalı da olsa Fransız ürün tercih ediliyor. Ne yaparsanız yapın ve işinizi globale taşıyacak insanlarla
yürüyün” dedi. Hızlı inovasyonun çok önemli olduğunu kaydeden Ciliv, “İyi bir fikrin toplumsal ve
ekonomik faydaya dönüşmesi gerekir. Liderler artık yenilikçi ve girişimci liderler olmak zorunda.
Uzun dönemli ve kısa vadeli beklenti ve planları dengeleyebilen insanlarla çalışmalısınız. Yeni lider
tipi geleceği iyi okuyan büyük oynayarak oyunu değiştirendir. Takımını harekete geçirir, güvenilir,
iletişimi güçlü ve en iyilerin peşindedir. Nasıl fark yaratacağını da iyi bilir. Yenilikçi ve cesur olmalıdır.
Davranışlarıyla örnek olur” diye konuştu.Sanatçı, besteci ve yazılım geliştirici Mehmet Ünal da farklı bir
gösteriyle başladığı sunumunda, “Deneysel sanatçıların endüstride daha fazla yer bulması gerektiğini
düşünüyorum. İyi fikirler tutkulu insanlardan çıkıyor. Entelektüel sermaye çok önemli sanayide” dedi.
Ünal, TOGG için yaptıkları çalışmalar hakkında da bilgi verdi.
“KÜRESEL REKABETTE OLDUĞUMUZU BİLİYORUZ...”
Sempozyumun son konuşmacısı TOGG CEO’su Gürcan Karakaş ise TOGG’un kuruluş sürecini anlattı.
Karakaş, şunları ifade etti:
“Zamanı geldiğinde yeni bir dünyaya yeni bir şirket kurarak girdiğinizde oyunun kurallarını
değiştirirsiniz. Mobilite ekosistemini kurmak için yola çıktık. Dünyanın yeni bir otomobil üreticisine
ihtiyacı yoktu. 6 ay sektör nereye gidiyor, nereye varılacak bunları analiz edip sonra başladık.
Otomobili bir yaşam alanına çevirecek bir teknolojiye odaklandık. Toz bulutuydu her şey başlangıçta.
Tutkuyu paylaşacak bir ekibi oluşturmaktı ve yaptık. Cep telefonu gibi önce akıllanacak sonra yaşam
alanına dönüşecek.”
“Biz doğu batı sentezini yapabildiğimiz zaman başaracağımızı biliyorduk” diyen Karakaş, “Türk şirketi
olmakla yola çıktık, küresel rekabette de olduğumuzu biliyoruz. Akıllı cihazlar, dijital deneyim
platformu ve temiz enerji çözümleri herkes için açık ve kullanıcı merkezli bir mobilite ekosistemi
geliştirdik ve mobilite deneyimini yeniden tanımlıyoruz” dedi.