TBMM
Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, 2019 yılı itibarıyla kazı çalışmalarını 12 aya çıkaracak bir proje hazırladıklarını belirterek, "İlk etapta proje dahilinde kazı sürelerinin uzatılması ve daha fazla arkeolog istihdam edilmesi şartıyla 20 kazıyı destekleme kararı almış bulunmaktayız." dedi.
Ersoy, TBMM Genel Kurulu'nda, bakanlığının 2019 yılı bütçesine ilişkin yaptığı konuşmada, dün Ankara'da yaşanan tren kazasında yaşamını yitirenlere Allah'tan rahmet, yaralılara acil şifalar diledi.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile hızlı ve hizmet odaklı yönetim anlayışına geçildiğini belirten Ersoy, karar alma süreçlerinin hızlanması ve hizmetlerin zaman kaybetmeden sunulabilmesini ilke edinen bu sistemin bir yansıması olarak Atatürk Kültür Dil ve Tarih Yüksek Kurumu, Vakıflar Genel Müdürlüğü, Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı, Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı gibi kurumların, Bakanlığın bünyesinde bir araya getirildiğini anlattı.
Bu yeni yapılanmanın, Bakanlığın görev ve sorumluluklarını artırdığını ancak hedeflere ulaşma noktasında kendilerine güç kattığını vurgulayan Ersoy, "Bu yeni yönetim anlayışıyla kültür, sanat ve turizm değerlerimizin korunması, tanıtılması ve özellikle bu alanlarda milli bilincin ve farkındalığın artırılması yönündeki çalışmalarımız önümüzdeki dönemde daha da hız ve anlam kazanacaktır. Ülkemizin sahip olduğu tarihi birikim ve topraklarımızda yeşermiş büyük medeniyetlerin bıraktığı derin izlerin mirasçısı olarak bizler, hiç kuşkusuz kültürel faaliyetlerle daha fazla meşgul olacağız." diye konuştu.
"Yıl sonu itibarıyla 46 milyonun üzerinde turisti ağırlamış olacağız"
Ersoy, kültür, sanat ve turizmin, ekonomik gelişmenin lokomotif güçlerinden biri olduğu kadar yurt dışında yürütülen tanıtım çalışmalarının en önemli yumuşak gücü ve el birliğiyle yüceltilecek imaj ve marka değeri olacağını bildirdi.
2018 yılının ilk 3 çeyreğinde yaklaşık 32 milyon dünya vatandaşının Türkiye'de misafir edildiğini, ziyaretçi sayısında Ocak-Ekim 2018 döneminde geçen yıla oranla yaklaşık yüzde 23'lük artış sağlandığını kaydeden Ersoy, "Yurt dışından gelen vatandaşlarımızı da sayarsak yıl sonu itibarıyla 46 milyonun üzerinde bir turisti ülkemizde ağırlamış olacağız. Bu aşamadan sonra önceliğimiz nicelikten ziyade niteliği artırmak olmalı dolayısıyla turizm gelirlerini arttırmayı hedeflemekteyiz." ifadesini kullandı.
"THY birkaç yıl içinde Avrupa'nın 1 numaralı havayolu haline gelecek"
Türkiye'nin bundan sonra büyük hedeflerin peşinde olduğuna işaret eden Ersoy, "Hedeflerimizi büyük koyacağız, buna ulaşmak için gerekli tüm altyapıya sahibiz. Dünyanın en büyük havalimanı İstanbul'da hizmete girdi. Avrupa ile kıyaslandığında, ekonomi olarak, turizm potansiyeli en büyük ülkesiyiz. Turizmin en önemli araçlardan biri olan ulaşımla ilgili elimizde dünyanın en çok noktasına uçan THY gibi bir markamız var. İnancım odur ki THY birkaç yıl içinde Avrupa'nın 1 numaralı havayolu haline gelecek." diye konuştu.
THY ile imzalanan protokol ile Direkt Turizm Hamlesi'ni hayata geçirdiklerini hatırlatan Ersoy, bu doğrultuda 2019 Nisan ayı itibarıyla 13 hatta, 67 frekansla Antalya, Bodrum, Dalaman, İzmir havalimanlarına tarifeli uçuşların başlayacağını bildirdi.
Bakanlığın, THY'nin bu uçuş noktalarını tanıtımla destekleyeceğini anlatan Ersoy, "Esasen önemli olan bu hatları açmak değil, açılmış hatların dolu ve karlı bir şekilde uçmasını sağlamaktır. Bu, turizmin 12 aya yayılması ve istihdamın sürekliliği açısından da çok önemli. 2023'e kadar haftalık 300 frekansa çıkmak için gerekli politika projelerini aşamalı olarak hayata geçireceğiz." dedi.
Tanıtım yapmadan turizmde bir yere gelinmesinin beklenemeyeceğini belirten Ersoy, "Bu tanıtımı ise yalnızca devletten beklememek gerek. Sektörün tüm paydaşları, herkes, elini taşın altına koymalı. Şimdi devletle iç içe planlama ve koordinasyon yapacağımız tanıtım ağırlıklı bir fonu da oluşturarak son eksiğimizi de tamamlayıp en büyükler arasındaki yerimizi alacağız. Sonra da daha üst seviyelere doğru adım adım güvenle ilerleyeceğiz." değerlendirmesinde bulundu.
Ersoy, turizmde Türkiye markasının yeniden yapılandırılmasının, 2019 tanıtım faaliyetlerinin odak noktası olacağına işaret ederek, "Hayata geçirmeyi planladığımız Turizm Geliştirme Fonu ile ilgili olarak da çalışmalarımızı en kısa sürede tamamlayacağız. Yeni yıldan itibaren özel sektörle birlikte ortak kararlar alarak rakip gördüğümüz ülkelerin çok daha üzerinde bir performansla turizmimizi geliştirmeye devam edeceğiz." diye konuştu.
Rekabet gücünün artırılması, hizmetlerde yüksek kalitenin sağlanması adına nitelikli insan gücü yetiştirilmesinin, turizmin bugünü ve geleceği açısından önem taşıdığına değinen Ersoy, bu amaçla Milli Eğitim Bakanlığı ile sektörün ihtiyaçlarını dikkate alan bir eğitim modeli oluşturduklarını aktardı.
Ersoy, Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Milli Eğitim Bakanlığı arasında imzalanan protokol kapsamında, turizm meslek liselerinin, sektörün ihtiyaçlarına cevap verecek ve bu alandaki nitelikli insan gücünü yetiştirecek şekilde yapılandırıldığını belirtti.
"Ülkemiz fevkalade büyük bir zenginliğe sahip"
"Ülkemiz yalnızca doğal güzellikleriyle değil, kültürel anlamda da fevkalade büyük bir zenginliğe sahip." diyen Ersoy, bu cazibe alanının, doğal olarak dünyanın pek çok yerinden milyonlarca ziyaretçiyi, tarih boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yapan bu topraklara çektiğini anlattı.
Bu zenginliği tüm dünyaya açmak için kararlılıkla çalıştıklarını vurgulayan Ersoy, "Bu inançla 153 noktada arkeolojik kazı çalışmalarımız devam ediyor. 2019 yılı itibarıyla kazı çalışmalarımızı 12 aya çıkartacak bir proje hazırladık. İlk etapta proje dahilinde kazı sürelerinin uzatılması ve daha fazla arkeolog istihdam edilmesi şartıyla 20 kazıyı destekleme kararı almış bulunmaktayız." açıklamasını yaptı.
Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Türkiye'nin, bütün insanlığın ortak mirası olarak kabul edilen kültürel ve doğal varlıklar yönünden dünyanın sayılı alanlarından biri konumunda olduğunu belirtti.
Paha biçilmez değerlerden biri olan ve 2018'de UNESCO Dünya Miras Listesi'ne dahil edilen Göbeklitepe'nin ziyarete açıldığını hatırlatan Ersoy, 2019'u "Göbeklitepe Yılı" ilan etme arzusunda olduklarını bildirdi.
2018'de 7 alanın daha eklenmesiyle Dünya Geçici Miras Listesi'ndeki varlık sayısının 77'ye yükseldiğini söyleyen Ersoy, 2019'da ise Bolu Mudurnu Tarihi Ahi Kenti ile Malatya Aslantepe Arkeolojik Alanı'nın, Dünya Miras Listesi'ne alınmasına yönelik çalışmaların devam ettiğini aktardı.
Ersoy, bu yıl 17 müzenin yenilenerek veya yeniden yapılarak ziyarete açıldığını, bunlar arasında en önemlisinin 2018 Troya Yılı'nda inşaatını tamamlayarak hizmete sokulan Çanakkale Troya Müzesi olduğunu anlattı.
Kültür ve Turizm Bakanlığının bünyesinde şu an itibarıyla 198 müze ve 140 düzenlenmiş ören yeri ve Bakanlığın denetimindeki 252 özel müzeyle bu alandaki faaliyetlerin sürdürüldüğünü ifade eden Ersoy, "Yıl sonuna kadar 3 müze daha ziyarete açılacak, 2019 yılı sonuna kadar ise 13 müze ve 22 ören yerimiz daha ziyaretçileriyle buluşacaktır." dedi.
Müze ziyaretçi sayısının her yıl arttığını dile getiren Ersoy, şu an itibarıyla 2018'de müzeleri ziyaret eden kişi sayısının toplam 26,5 milyon olduğunu, bu sayının 2019'da 35 milyona ulaşacağını öngördüklerini bildirdi.
"4 bin 319 kültür varlığımız ait oldukları topraklara döndürüldü"
"Her eser, kendi ülkesinde, ait olduğu yerde güzel, orada daha bir anlamlı." diyen Ersoy, dünya ülkelerinin de ortak kültürel miras olan eserlerin ait oldukları yerde korunması ve gelecek nesillere aktarılması hususunda hassasiyet göstermesi gerektiğini belirtti.
Ersoy, dünyaca ünlü Çingene Kızı mozaiğinin kayıp parçalarının, 8 Aralık'ta Gaziantep Zeugma Mozaik Müzesi'nde gerçekleştirilen basın tanıtımıyla ziyarete açıldığını anımsatarak, "Vaktiyle yasa dışı yollardan yurt dışına çıkartılan 4 bin 319 kültür varlığımız ait oldukları topraklara döndürülmüştür." dedi.
Yüzlerini güldüren bir başka gelişmenin daha yaşandığını aktaran Ersoy, şunları söyledi:
"Dede Korkut Destanı'mız da UNESCO'nun Somut Olmayan Kültürel Mirası Temsili listesine oy birliği ile dahil edildi. Seneye de Geleneksel Türk Okçuluğunu bu listeye eklemiş olacağız. Öte yandan, 150'den fazla ülkeye ihraç edilerek bu alanda ABD'den sonra dünya ikinciliğine yükselen Türk dizi film sektörü 350 milyon doların üzerinde ihracat hacmine erişmiştir. Ayrıca ülkemiz yüzde 56'lık yerli film izlenme oranı ile bu yıl da Avrupa'da birinci sıradaki yerini korumuştur. Diğer taraftan bu yasama döneminde mevcut destek mekanizmalarını çeşitlendirecek, ülkemizi film çekim merkezi haline getirecek ve film turizmini geliştirecek yeni Sinema Kanunu Tasarısı'nın da Meclisimize sunulmasını bekliyoruz."
Ersoy, Bakanlığın öncelikli hedeflerinden birinin de açıldığı dönemde dünyanın sayılı kültür merkezlerinden olan ancak yeterli deprem dayanıklılığına sahip olmaması nedeniyle yaklaşık 10 yıldır hizmet veremeyen İstanbul Atatürk Kültür Merkezi'nin nitelik ve nicelik olarak geliştirilerek çağın gereksinimlerine uygun şekilde inşasını sağlamak olduğuna dikkati çekti.
Hedeflerinin, 2019 Şubat ayında temeli atılacak projeyi, 2 yıl içinde tamamlamak olduğunu bildiren Ersoy, ayrıca Ankara'da yapımı devam eden Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası Konser Salonu inşaatını tamamlayarak başkentin kültür ve sanat hayatına önemli bir eser kazandıracaklarını belirtti.
"Seyahatlerin yüzde 40'ının kültür turizmi odaklı"
Ersoy, dünyada en hızlı gelişen sektörlerden olan turizmin, ülke ekonomilerine yaptığı yadsınamaz katkının yanı sıra halkların birbirlerini tanımaları ve evrensel barış için de son derece önemli bir araç olduğunu vurguladı.
Dünya genelindeki turizm hareketlerine bakıldığında, seyahatlerin yüzde 40'ının kültür turizmi odaklı olduğunun görüldüğüne işaret eden Ersoy, şöyle konuştu:
"Kültür ve turizmin aynı başlık altında ele alınmasının çok yerinde olduğunu düşünüyorum. Sürdürülebilir turizmi sadece ziyaretçilerin değil, bölge halkının ihtiyaçlarını da gözeterek çevresel, sosyal ve kültürel değerlerin korunmasını ve bu sayede de kısa vadeli değil, kalıcı fayda sağlamayı amaçlayan bir turizm yaklaşımı olarak değerlendiriyoruz. Bu da bizi, özellikle şehirleşme sürecinde kültürel varlıklarımızın korunması noktasına getiriyor. Bugünü yaşarken dünü unutmadan geleceği planlayabilmek çok önemli. Bakanlık olarak turizm ve kültürün birbirini daha fazla destekleyen ve büyüten bir döngü oluşturmasını sağlamaya devam edeceğiz."
Ersoy, göreve geldiği günden beri yalnızca turizme değil, onun ayrılmaz bir parçası olarak gördüğü kültür ve sanat projelerine de yoğunluk verdiklerini belirtti.
Gerek tiyatroda gerekse opera balede repertuvarı oluştururken daha önceleri opera ve tiyatro sahnelerinde yer bulma şansı olmayan yerli eserleri halkla buluşturmak için projeler geliştirdiklerini anlatan Ersoy, "Duran, bekleyen tiyatro" olmaktan çok 24 saat hareket eden bir tiyatro arzuladıklarını bildirdi.
Ersoy, "Bir tarafta provalar yapılırken, diğer tarafta turnelerin olduğu, oyunların sahnelendiği, hiç durmayan bir tiyatroyu planlıyoruz. Kaliteden ödün vermeden, nitelikli eserleri seyircimizle buluşturacağız." dedi.
"Troya Operası Berlin ve Moskova'da da sanatseverlerin beğenisine sunulacak"
Troya'nın Dünya Kültür Mirası Listesi'ne girmesinin 20. yılı münasebeti ile hazırlanan Troya Epik Operası'nın, 9 Kasım'da seyirciyle buluştuğunu hatırlatan Ersoy, "Dünya prömiyeri Ankara'da gerçekleşen Troya Operası Berlin ve Moskova'da da sanatseverlerin beğenisine sunulacaktır. Dünyaca ünlü klasikleri yüksek standartlarda sergilemenin yanında yerli eserlere verdiğimiz önem ve 'Yeni Türk Operası' markasının yaratılması konusundaki çalışmalarımız da hızla devam etmektedir." ifadelerini kullandı.
Vakıflar Genel Müdürlüğüne ve mazbut vakıflara ait akarların, atıl vaziyetten kurtarıldığını ve yüksek gelir getiren taşınmazlar haline dönüştürüldüğünü söyleyen Ersoy, bu çerçevede Vakıflar Genel Müdürlüğünün çalışmalarını, Hazineden katkı almadan kendi öz kaynakları üzerinden gerçekleştirdiğini vurguladı.
2018 yılı sonuna kadar restorasyonu tamamlanması planlanan vakıf eser sayısının yaklaşık 220 olduğunu, 150 eserin de restorasyonlarının 2019 ve sonraki yıllarda gerçekleştirilmesinin hedeflendiğini bildiren Ersoy, "Son 16 yılda toplamda 5 bin 250 eserin restorasyon veya onarımı yapılmıştır. Ayrıca Vakıflar Genel Müdürlüğümüz aracılığıyla binlerce vatandaşımıza sosyal yardım hizmetinde bulunulmuştur. Bu kapsamda 4 bin 394 kişiye muhtaç aylığı bağlanmış, 80 bin 780 kişiye her ay kuru gıda, 2 bin kişiye ise her gün sıcak yemek hizmeti verilmiştir. İlkokul, ortaokul, lise ve yükseköğrenim olmak üzere toplam 21 bin öğrenciye karşılıksız eğitim yardımında bulunulmuştur." açıklamasında bulundu.
TİKA ve YTB'nin faaliyetleri
Ersoy, Türk dilinin konuşulduğu ülkelerle komşu ülkelerin kalkınmasına yardımcı olmak, ekonomik, ticari, kültürel, teknik ve eğitim alanlarında iş birliğini gerçekleştirmek amacıyla kurulan TİKA'nın, 5 kıtada yılda 2 bine yakın proje ve faaliyet gerçekleştirdiğini bildirdi.
TİKA Başkanlığınca iş birliği yapılan ülkelerle ortak tarihi ve kültürel miras olan eserlerin restorasyonu konusunda Balkanlar, Orta Doğu ve Afrika coğrafyalarında çok sayıda projenin yürütüldüğünü bildiren Ersoy, "2019 yılı TİKA faaliyetlerinin planlama ve uygulamasında muadil Batılı kuruluşlardan farklı olarak insan odaklı, Türk tipi kalkınma yardımı anlayışı ile mazlumların yanında olmaya devam edecektir." dedi.
Mehmet Nuri Ersoy, Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığının koordinasyonunda, yurt dışında yaşayan vatandaşların Türkçe yeterliklerinin geliştirilmesi, Türkçe kaynaklara erişim imkanlarının kolaylaştırılması ve kültürel aidiyetlerinin korunması amacıyla "1001 Kütüphane Projesi" hazırlandığını aktardı.
Ersoy, Türkiye'nin uluslararası öğrenciler için bir eğitim ve çekim merkezi olması, bu öğrencilerin ülkeleriyle Türkiye arasında köprü olmaları amacıyla oluşturulan "Türkiye Bursları" kapsamında ise Türkiye'de 138 ülkeden yaklaşık 16 bin uluslararası öğrencinin, 70 farklı şehirde ve 125 üniversitede öğrenim gördüğünü belirtti.
Türkiye'yi, Türk dilini, tarihini, kültürünü ve sanatını tanıtmak, bu alanlarda eğitim almak isteyenlere yurt dışında hizmet vermek ve Türkiye'nin diğer ülkelerle kültürel alışverişini artırıp dostluğunu geliştirmek amacıyla kurulan Yunus Emre Enstitüsü'nün, 46 ülkede 56 merkezle faaliyetlerini sürdürdüğünü anlatan Ersoy, 2023'e kadar bu sayının 100'e çıkmasının hedeflendiğini bildirdi.
"Göreve gelir gelmez ETS Tur Yönetim Kurulu Başkanlığından ayrıldım"
Ersoy, Kültür ve Turizm Bakanlığının web sitesinde yer alan özgeçmişinde halen ETS Tur Yönetim Kurulu Başkanı olarak göründüğünün ifade edilmesi üzerine, "Göreve gelir gelmez ETS Tur Yönetim Kurulu Başkanlığından ayrıldım ve bütün imza yetkilerimi de profesyonellere devrettim." dedi.
2002'den bu yana çıkarılan üç kanunla (2003, 2008 ve 2011) azınlıklara ait toplam bin 29 adet taşınmazın iade edildiğini, ayrıca 21 taşınmazın bedelinin tazminine karar verildiğini bildiren Ersoy, "2002'den bu yana hiçbir azınlık vakfı mülküne el konulmamıştır." dedi.
Ersoy, Mardin'deki Mor Gabriel Manastırı'na ait Hazine mülkiyetinde olan bütün taşınmazların iade edildiğini ancak kanun kapsamında olmayan ve Orman Genel Müdürlüğü mülkiyetinde olan taşınmazların iade edilmediğini bildirdi. Orman mülklerinin Anayasa tarafından belirlenen özel bir statüsü bulunduğunu vurgulayan Ersoy, "Mor Gabriel Manastırı Vakfı yönetimi, bu iade nedeniyle basın yoluyla Sayın Cumhurbaşkanımıza teşekkür mesajı yayınlamıştır." diye konuştu.
Ersoy, taşınmaz iadelerine ilişkin "1936 beyannamesi vermemiş olmalarına rağmen Gökçeada, Bozcaada ve Antakya'da bulunan vakıflar da taşınmaz iadesinden yararlanmışlardır. Henüz iki hafta önce Bozcaada'da Hazine'ye ait mülklerin azınlık vakfına iadesi gerçekleşmiştir." şeklinde konuştu.
Tuzla'daki Ermeni Yetimhanesi'nin özel mülkiyette olduğu için iade kapsamında olmadığını vurgulayan Ersoy, kanunun halen Hazine, Vakıflar Genel Müdürlüğü, belediye ve özel idare mülkiyetinde olan taşınmazların iadesini içerdiğini ifade etti.
Ersoy, Mardin Valiliği Devir Tasfiye ve Paylaştırma Komisyonu kararıyla Diyanet İşleri Başkanlığına tahsis edilen kilise ve mezarlıkların tamamının, Mardin'de kurulu 4 Süryani vakfına iade edildiğini bildirdi.
"TİKA'nın terör örgütlerine kaynak aktardığı" iddiasının gerçeği yansıtmadığını belirten Ersoy, "TİKA, faaliyette bulunduğu bütün coğrafyalarda aşırılık ve radikal hareketler karşısında itidalin ve istikrarın teminatıdır. TİKA, gizli bir ajandası olmadan şeffaf şekilde faaliyetlerini yürütmektedir. TİKA ve terör örgütleri arasında bir ilişki kurma çabası bir FETÖ propagandası ve karalaması olarak ortaya çıkmaktadır." ifadelerini kullandı.
"Türk turistler pahalı mı konaklıyor" sorusuna yanıt veren Ersoy, konuya uçuş ve konaklama olarak iki etapta bakılması gerektiğini söyledi.
Türk misafirlerin özellikle iç hatlarda kesinlikle pahalı uçmadığını belirten Ersoy, "Son dakikaya kalırsanız ortalamanın üzerinde bir fiyatla satın alıyorsunuz ama birkaç hafta önceden hatta erken rezervasyonda alırsanız fiyatlar inanın bana mil bazındaki Avrupa fiyatlarının dahi çok çok altında." dedi.
Yerli turistlere 2019'da erken rezervasyondan yararlanmaları tavsiyesinde bulunan Ersoy, şunları kaydetti:
"2019'da tabii fiyat artışlarının yüksek gözükmesindeki ana sebeplerden biri, döviz bazında da Türkiye fiyatlarını artırıyor. Zaten turizm gelirlerini artırmak için artırmamız lazım. Yani hem döviz hem de kur bazında fiyatlar arttığı için 2019'da fiyatlar çok pahalıymış gibi algılanabilir ama erken rezervasyondan yararlanırlarsa bu fiyat artışlarından da kısmen etkilenmemiş olacaklar."
Konuşmaların ardından Kültür ve Turizm Bakanlığı; Radyo ve Televizyon Üst Kurulu, Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğü, Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğü, Türkiye Yazma Eserler Kurumu Başkanlığı, Vakıflar Genel Müdürlüğü, Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı, Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı, Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu, Atatürk Kültür Merkezi, Atatürk Araştırma Merkezi, Türk Dil Kurumu, Türk Tarih Kurumu ile Gençlik ve Spor Bakanlığı; Spor Genel Müdürlüğü, Yükseköğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumunun 2019 yılı bütçeleri kabul edildi.
Yaklaşık 14 saat süren bütçelerin kabulünün ardından TBMM Başkanvekili Celal Adan, birleşimi bugün saat 11.00'de toplanmak üzere kapattı.