Yahudilik açısından Kudüs konusunu ele alan Yrd. Doç. Dr. Süleyman Sayar, “Hz. Süleyman’la birlikte mabet inşa edilince Kudüs’e bir kutsallık atfedilmeye başlandı. Bu mabet Yahudiler için de çok mühimdir” dedi.
Hristiyanlık açısından Kudüs konusunu ele alan Prof. Dr. Ahmet Güç ise, “Hazreti İsa aslında İsrail oğullarına gönderilmiş bir peygamber idi. İsrail oğulları da bir Mesih’i bekliyordu. Fakat Yahudi din adamları ve onlara tabii olanlar Hazreti İsa’ya karşı tavır aldılar. Dolayısıyla Hazreti İsa’ya sağlığında çok az kişi inandı” diye konuştu.
Osmanlı döneminde Kudüs ve Mescid-i Aksa’yı anlatan Prof. Dr. Mefail Hızlı ise, “1099’da Haçlı ordularının işgaline kadar Kudüs İslam hakimiyetinde kaldı. O zaman bir krallık kuruldu. Sadece Müslümanlar değil, Yahudilerin de kanları aktı. Hristiyanların, İznik’in de Selçuklular tarafından fethedilmesinden sonra adeta nevirleri döndü. 3 yıl sürdü o ilk Haçlı seferi. Gittikleri her yeri kuruttular, ne kadar insan katlettiler, ne kadar çok sömürdüler. Onların ruhlarında var. Müslümanların ilk kıblesi olan Mescid-i Aksa, mirac mucizesi açışısından da Müslümanlar için önemlidir. Kudüs öylesine değerli bir şehirdir” dedi.
Hızlı, “Kudüs ve Mescid-i Aksa’ya gitmek isteyen gençlerin önünde engeller varsa hepsini kaldıralım, onlara yardımcı olalım, onlara bütçeler oluşturalım. Mescid-i Aksa’yı gençlerimiz yerinde görmek suretiyle o heyecanı mutlaka yaşamalıdır. Biz o sevdayla alemde birtakım şeyleri yapabiliriz. Ben Uludağ Üniversitesi’nin gençlerinin bunu hak ettiğini düşünüyorum” şeklinde konuştu.