Bütün dünyada protein kaynağı olarak kullanılan beyaz etin Türkiye’de yeterince tüketilemediğini belirten Sezer, bir dönem sağlıklı yiyecek olarak herkesin beynine işlenen tavuğun daha sonra bilen bilmeyen herkesin konuşmasıyla revaçtan düştüğünü ifade etti. İnsanların beyaz etten uzaklaştırıldığını belirten Sezer, piknikte yakılan mangalların gözdesi tavuk ürünlerine, restoran vitrinlerini süsleyen kömürde ızgaraya bile şüpheyle bakılmaya başlandığına dikkat çekti. Dünyada tüketimi her geçen gün artan tavuğun Türkiye’de neden böyle bir kaosa sürüklenmek istendiğini anlayamadıklarını ifade eden Sezer, “Japonya’da yılda 50, Suudi Arabistan’da 45, AB ülkelerinde ise 25 kilogram olan yıllık beyaz et tüketimi Türkiye’de hala 20 kilogram civarında. İşin ilginç yanı, tüketimde gelişme yok denecek kadar azken, üretimde ciddi artış var. 2010 yılında 1,44 milyon ton olan tavuk eti üretimi 2013 yılında yüzde 22 oranında artarak 1,76 milyon tona ulaştı. Japonya hariç bu ülkelerin çoğuna Türkiye’den beyaz et ihraç ediliyor” dedi.
“DÜNYA TAVUK ÜRETİMİ SIRALAMASINDA 7. SIRADAYIZ”
Türkiye'nin piliç eti üretiminde dünyada 7. sırada, 6,7 milyon ton yumurta üretimiyle ise 11. sırada olduğunu söyleyen Sezer, 2013 yılında 1 milyon 920 bin tonluk kanatlı eti ürettiklerini kaydetti. Sezer, iracat sıralamasında ise dünyada piliç etinde 10, yumurta ihracatında ise 2. sırada bulunduklarını ifade etti. Türkiye bugün 55 ülkeye ihracat yapan bir dünya gücü haline geldiğini belirten Sezer, “Dünyada 39 milyar dolarlık pazara sahip kanatlı sektörünün 1 milyar dolarlık kısmı ülkemizin ihracatçıları tarafından karşılanıyor. 2013 yılı kanatlı ürünleri sektöründe hem ihracat girdileri, hem de yeni pazarlarla önemli bir büyüme yılı oldu. İhracat yüzde 15,57 artarak 1 milyar 32 milyon 993 bin 935 dolara yükseldi. 55 ayrı ülkeye ihracatını yaptığımız beyaz et sektöründe yüzde 15,1 artış yaşandı ve ihracatımız 609 milyon dolara ulaştı. Yumurta ihracatımız ise 2013 yılında yüzde 15,7 artışla 406 milyon dolar olarak gerçekleşti. Yumurta ihracatında ulaşılan ülke sayısı ise 25 oldu” diye konuştu.
“OLMAZ İSE OLMAZIMIZ HİJYEN”
Hastavuk’a en alt kademeden en üst kademeye kadar tüm personelin kendine amaç edindiği olmazsa olmaz temel prensipleri olduğunu ifade eden Sezer, “Bunlar kalite, hijyen, verimlilik, müşteri memnuniyeti, doğaya çevreye duyarlılık ve gurur duyulacak işlerin içinde var olmaktır. Hastavuk’ta çalışan tavizsiz işini bu prensipler doğrultusunda gerçekleştirir. Uzman veteriner hekimlerinin kontrolünde 7/24 izlenebilir kameralar aracılığıyla takip edilerek yetiştirilir. Sağlıklı civcivler, hijyen sebebiyle ticari amaç güdülmeyen ve satış yapılmayan bölgedeki yem fabrikalarımızdan birinde üretilen doğal ve hijyenik yemlerle beslenir. Uygun yaşa ve ağırlığa gelen sağlıklı tavuklardan tavuk eti ürünleri hijyenik, uygun ortam ve soğuk zincir kurallarına uygun olarak sevk edilerek tüketicilerimizin sofralarına ulaşır” diye konuştu.
“DÜNYA’DAKİ SON TEKNOLOJİYE SAHİP İLK 3 FİRMA ARASINDAYIZ”
Hastavuk olarak varoluşundan bu yana sürekli gelişen, gelişirken sektörde hep ilkleri gerçekleştiren, Türkiye’ye ve sektöre yenilikleri getiren bir firma olduklarını belirten Sezer, “Dünyada son teknolojiye sahip 3 firmadan bir tanesi olan Hastavuk kesimhane tesisimizi faaliyete geçirdik. Kesimhanemizde “Altın Buluş” ödüllü Aeroscalder sistemiyle üretim yapmaktayız. Bu sistemde piliçlerin tüyleri su yerine yoğunlaştırılmış hava akımı kullanılarak yumuşatılıyor. Bu sayede, hijyenik bir üretimle ürünlerin doğal renkte, doğal lezzette ve doğal kokusunda olması sağlanıyor. Hastavuk, ürünlerini üretim sürecindeki 4 aşamalı hijyen bariyeri ile de güven altına alıyor. Aynı zamanda üretimde sağlanan büyük ölçekli su ve elektrik tasarrufuyla doğanın korunmasına da katkıda bulunuyoruz. Hastavuk, güvenilir marka olgusunu sağlık, hijyen, lezzet ve doğaya saygı felsefeleriyle birleştirerek, sağlıklı nesillerin yetişmesine hizmet ediyor” diye konuştu.
“7GÜN 24 SAAT TAKİP EDİLİYOR”
Sezer, Hastavuk'un bir milyon 815 metrekare arazi üzerine kurulu tesisleri ve toplam 1300 kişilik personeliyle kanatlı sektörüne hizmet verdiğini anlatarak, "1972’den beri gerçekleştirdiği yatırımlarla sürekli büyüyen Hastavuk, dünyaya örnek olan kesimhanesi, iki kuluçkahanesi, üç yem fabrikası, damızlık ve yarka tesisleriyle birlikte üstün teknolojiyle üretim yapıyor. Sektörümüz Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı'na bağlı veteriner ve laboratuarlar tarafından sürekli denetlenmektedir. Her yumurtanın, her pilicin üretildiği çiftlikten sofraya ulaşan bu denetim, sektörün en önemli kıymetlerinden birini oluşturuyor. Yetkililer, diledikleri zaman istedikleri kümese girip örnek alabilirler ve hayvanın 72 saat önce nasıl beslendiğini, ilaç ve antibiyotik kullanıp kullanmadığını tespit edebilirler. 2012 yılında Tarım Bakanlığı'nca 15 bin 220 adet alınan numunede hiçbir kalıntı bulunamadı. Henüz AB üyesi ülkelerde dahi benimsenemeyen izlenebilirlik kuralları ülkemizde eksiksiz olarak uygulanmaktadır. Fakat üzülerek takip etmekte olduğumuz iddialara göre, tavukların günde 3 kez yumurtladıkları yönünde haberler insanları rahatsız etmektedir. Bir tavuk 24,5 saatten önce yumurta yapamaz. Tıpkı bir annenin hamileliği gibi” diye konuştu.
'' Türk tavuğu ve yumurtası dünyada bir numara ''
'' Türk tavuğu ve yumurtası dünyada bir numara ''
EditorHormon ve antibiyotik kalıntısı tartışmaları yüzünden hem üreticinin, hem de tüketicilerin mağdur olduğunu ifade eden Hastavuk Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Nejat Sezer, bakanlık tarafından yapılan 15 bin 220 tahlilin hiç birinde olumsuzluk tespit edilmediğini söyledi.
Yorumlar