TÜMSİAD Bursa Şubesi Başkan Yardımcısı R. Hakan Ziya moderatörlüğünde gerçekleşen ve “Yeni Türkiye’de Güvenlik Politikaları ve Ekonomik Kazanımlar” konusunda konuşan Yarar, “Devletleri güçlü yapan ve ayakta tutan tanklar, toplar tüfekler değildir; milletlerdir. Millet olarak ne kadar güçlü olursanız devletiniz de o kadar güçlü olur. Milleti güçlü olmayan her ülke darmadağın olacaktır” dedi.
“TEK BİR KIRMIZI ÇİZGİMİZ VAR”
Programa Bursa Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Atilla Ödünç veBTSO Meclis Üyesi ve TÜMSİAD Kadın Girişiciler Kurulu Başkanı Zübeyde Demir’in yanı sıra TÜMSİAD üyeleri ve birçok sivil toplum kuruluşunun temsilcisi de katıldı. Programın açılışında konuşan TÜMSİAD Bursa Şubesi Başkanı Osman Arslan, “Bursa fethinin 691. Yıl dönümündeyiz. Bu vesile ile o günden bu güne vatan uğruna şehadet şerbetini içmiş tüm şehitlerimizi rahmetle anıyoruz. TÜMSİAD ailesi olarak en başından beri tek önceliğimizin vatan olduğunu söylüyoruz. Devletimizin bölünmez bütünlüğü ve bayrağımızın tekliği bizim için her şeyin önündedir. Şu an gündem 16 Nisan’da yapılacak referandum.TÜMSİAD ailesi olarak bizler referandumdan evet çıkmasının ülkemiz için hayırlı olacağını düşünüyoruz. Çünkü yurt içindeki ve yurt dışındaki bir takım olumsuz gelişmeleri herkes net bir şekilde yorumlayabiliyor” diye konuştu.
“TEK FARKIMIZ MİLLETİMİZİN GÜCÜ”
Gecenin konuğu olan Mete Yarar da dünyanın özellikle 90’lı yıllardan beri büyük bir türbülansta olduğunu belirtti. Her devletin saldırıya uğrayabileceğini belirten Yarar, “Çevremizde 90lardan beri birçok devlet dağıldı, birçoğu saldırıya uğradı günümüzde çoğu işgal altında veya iç savaşta. Biz Türkiye olarak çevremizi sarmış bu ateş çemberinde varlığımızı sürdürmeye ve güçlenmeye çalışıyoruz. Bizleri onlardan farklı kılan bir şey var: Milletimizin gücü. Millet olamayan her ülke darmadağın olacaktır. O yüzden millet olmaktan vazgeçmemeliyiz. 90’dan sonra başımıza gelenlere baktığımızda millet olmayı başardığımızdan dolayı ayakta kalabildik” dedi.
“İYİ OLAN KİMSEYİ YAŞATMADILAR”
15 Temmuz sürecini doğru algılamak gerektiğini ifade eden Yarar şunları söyledi, “15 Temmuz’u doğru okumak istiyorsanız ülkemizin son 40 yılına bakmak gerekir. Bu ülkede milli ve yerli adamın parlaması, sivrilmesi, doğru işler yapması, iktidara gelmesi hiçbir zaman istenmedi. Eğer istemedikleri bu kişiler önemli yerlere gelmişler ve ülke için yararlı çalışmalar yapıyorlarsa ya önleri kesilmiş ve ya da canlarına kıyılmış. Yakın tarihimize baktığımız birçok örnek sayabiliriz: Gaffar Okan, Adnan Kahveci, Uğur Mumcu vs. İyi olan hiçbir kimseyi yaşatmadılar bu ülkede. O yüzden 1 tane Gaffar Okan, Adnan Kahveci veya Uğur Mumcu değil böyle kişiler gibi binlerce çıkartabilmeliyiz. 1 tana çıkartırsak öldürürler ama binlercesini öldüremezler. Ülkesi ve milleti için herşeyinden vazgeçen insan sayısını artırmalıyız.”
“1985 YILINDA NE OLDU”
FETÖ yapılanmasının çok büyük ve geçmişi olan bir proje olduğunu vurgulayan Yarar, Harp Okulu zamanına ilişkin bir anısını da paylaştı. Yarar, “1984’te Harp Okulu’na girdim. 85-86 yıllarında bir gün aramızdan 12-13 kişilik ekibin yok olduğunu fark ettik. Bir yapı ile ilgili bağlantıları olan kişiler olduklarından dolayı sorguya götürüldüklerine dair duyum aldık. 2 hafta sonra gidenlerden 1’i eksik hepsi bir sorun olmadan geri döndü. Aradan yıllar geçti ve 15 Temmuz gecesinde kalkışmayı yapanlardan 12’sinin1985 yılında sorguya götürenler olduğunu öğrendik” dedi.
“AMAÇ TÜRKİYE’NİN FAY HATLARINI DERİNLEŞTİRMEK”
15 Temmuz'dan sonraki eylem tarzında farklılık oluştuğunu da ifade eden Yarar şunları söyledi, “Önce bir zemin hazırlanıyor, sosyal medyada bir ortam hazırlanıyor ve o konu üzerinden nokta atışı yapılıyor. Hatırlayın;Reina saldırısı zamanı yılbaşı kutlanır kutlanmaz konusutartışılıyordu. Gaziantep saldırısında yine önemli bir grubu saldırı için seçtiler. Kılıçdaroğlu’na yapılan suikast girişimi de çok önemliydi. Kılıçdaroğlu’na o dönem darbe konusunda devletinin yanında olup oyunu bozduğu için saldırı tertiplendi. Elazığve Kayseri gibi milliyetçilik konusunda hassas şehirlere özellikler saldırıldı. İzmir’de neden olay olmuyor dendi ardından orada oldu. Bunlar bitti daha sonra bizi siyasi ve ekonomik olarak zorlamaya başladılar. Rusya'nın Ankara Büyükelçisi AndreyKarlov’un öldürülmesi gibi Uluslararası ilişkilerimize zarar verecek gelişmeler de yaşandı. Yani amaç hep Türkiye’nin fay hatlarını derinleştirmekti. Eylemler hep buna özgü planlandı.”
“15 TEMMUZ’UN DEDİKODUSUNU YAPMAYI BIRAKIN”
Ülke olarak çok çabuk unuttuğumuzu ve affettiğimizi söyleyen Yarar, “ Bu darbe önlenemez miydi deniyor? 40 yıldır adım adım üzerine koyulan ve atama, personel istihbarat gibi en önemli kademelerine adamlarını yerleştirip yöneten bir grubun önlenmesi için zaten uğraşıldı. Sayın Cumhurbaşkanının bu kademelerden attığı her adam 10 gün sonra mahkeme kararı ile geri dönüyordu. Tek bir adamı dahi sistemden dışarı atamadık. Atamıyorsunuz çünkü yargı ellerindeydi. Cumhurbaşkanı darbeyi gündüz öğrendi diyorlar. Öğrenseydi ve televizyonlar yoluyla kamuoyuna durumu açıklayıp ‘OHAL ilan edeceğim ve sizlerden de destek bekliyorum’ deseydi kaçımız inanırdık. 17-25 Aralık’tan bu yana her şey gözümüzün önünde oldu. Ve bir adam sürekli bizleri uyardı ama hiç birimiz inanmadık, dinlenemedik” şeklinde konuştu.
Yarar sözlerini şöyle sonlandırdı: “15 Temmuz’un dedikodusunu yapmayın. Yapanlar ya kanıt göstersin, gösteremiyorsa da sonuna kadar sussun. Bu dedikodusu yapılacak bir konu değil 249 şehide ve birçok gazimize ayıp oluyor. 15 Temmuz bu ülkenin direnişiydi. İnşallah bu ülke dirilişi de yaşayacak.”
Etkinlik sonrası Bursa Büyükşehir Belediyesi Başkan Vekili, TÜMSİAD Bursa Şube Başkanı Osman Arslan tarafından Mete Yarar’a teşekkür plaketi verildi.