“YENİ BİR MÜFREDAT OLGUSU HEPİMİZİN GERÇEĞİ”
Hayatın her alanını etkileyen olumsuzluklar eğitimin bıraktığı boşluklardan kaynaklandığını ifade eden Şeker, yeni müfredatın önemine dikkat çekerek, “Ülkemizi ve içinde yaşadığımız coğrafyayı birçok yönüyle sıkıntıya sokan terörün ve darbe girişimiyle başlayan 15 Temmuz işgal hareketinin olumsuz yansımalarını yaşamaya devam ettiğimiz bir dönemde, yeni eğitim-öğretim yılı, millî şuurun artırılmasına katkı sağlamalıdır. Bugün toplumsal bir ihtiyaç haline gelen yeni bir müfredat olgusu hepimizin gerçeğidir. Çocuklarımızın çağın gereklerine göre yetişmesi, gençlerimizin evrensel nitelikteki normlarla donanması, milletimizin geçmişten devraldığı medeniyet değerlerinin yarınlara aktarılması için tarihimizi günümüze bağlayan değerlerimizle bezenmiş yeni bir müfredata ihtiyaç vardır. İyi bir müfredatla başarı sağlayacağımız iyi bir eğitim sistemini hayata geçirmek, doğrudan istiklal ve istikbalimizle ilgilidir” şeklinde konuştu.
“BAKANLIK İÇERİSİNDE BİRİLERİ TARAFINDAN DARBE GİRİŞİMİ DEVAM EDİYOR”
Milli Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) yaptığı son uygulamaları eleştiren Numan Şeker, “MEB’in yaptığı son uygulamalardan anlaşılıyor ki bakanlık içerisinde birileri tarafından darbe girişimi devam ediyor” diyerek, konuşmasına şöyle devam etti: “Özellikle okulların açıldığı bir dönemde İngilizce kitapların toplatılması Türkçe kitaplarındaki bir karikatürden dolayı o sayfanın çıkartılması bu kitapları hazırlayan komisyonlar kim tarafından seçiliyor? Bakanlığa nasıl gönderiliyor? Eğer sakıncalı ise bu resimleri kimler bu kitaplara koyuyor? Kimsenin haberi olmuyor dağıtılıyor ve sonunda da okullara geldikten sonra bu resimler ortaya çıkıyor. Hatta karikatürist, ‘bana sorsaydılar ben o karikatürlerin kitaplara konmasını istemezdim’ diyecek kadar açıkça ifade ediyor. Ama maalesef hem illerde hem bakanlıktaki kitap komisyonundaki öğretmenlerin dikkatle incelenmesi gerekiyor. Nasıl ki ÖSYM’de büyük bir yanlıştan dolayı, ÖSYM Başkanı istifa ediyorsa MEB’de bu işleri organize eden kişiler kimse kamu huzurunda hesap vermesi gerekiyor.”
“OKULLARIN AÇILACAĞI GÜNDE BURSA’DA 16 OKULUN YIKIM KARARI YERİNDE DEĞİL”
Yeni eğitim-öğretim yılının başlangıcının arifesinde Bursa’da 16 okul deprem yönergesine aykırı olduğu için Milli Eğitim Bakanlığı tarafından alınan yıkım kararına dikkat çeken Şeker, “Elbette yıkım kararı alınmalıdır. Tabi ki çocuklarımızın ve eğitim çalışanlarımızın can güvenliği önemlidir. Fakat zamanlaması manidardır. Okulların açılacağı günün arifesinde bu karar bakanlıktan Bursa iline iletiliyor. Peki 16 eğitim kurumundaki öğrenciler ve veliler şu an perişan durumda. Böyle bir planlama olması kesinlikle doğru değil. Bu uygulamalar, bakanlığı kamuoyunda başarısız göstererek; sıkıntıya sokmaktan başka bir şey değildir. Bakanlıkta bu projeleri ve uygulamaları kim yapıyor? Bunların hesap vermesi gerekiyor. Yıkılması gerekiyorsa bu zamanında yıkılmalıdır. Ona göre okul idarecileri, ilçe ve il milli eğitim müdürleri tedbirlerini alıp ona göre bu uygulamayı yapar” dedi.
“ENERJİ VERİMLİLİĞİNİN NERESİ VERİMLİ”
Açıklamasında Milli Eğitim Bakanlığı’nın okullarda başlattığı enerji verimliliği ilgili projeye de değinen Numan Şeker, “Örnek olarak gösterilen projenin hala neresinin örnek olduğunu anlamış değiliz. Çünkü bu enerji verimliliği ile ilgili MEB’de 50’ye yakın istihdam edilen çalışanlar var. Bu elli kişinin getirisi ve götürüsü ne hesaplanmadı mı? Ayrıca bu enerji verimliliğinin de ne kadar verim elde edilmiş bunun istatistiki bilgisi hiçbir zaman açıklanmadı. Hem enerji verimliliği deniliyor hem de iki iş yapılıyor. Bir okulda sıkıntı varsa tespit komisyonu geliyor. Yaptığı tespit için para alıyor. Eksiklerin belirlenmesinin ardından yapılacak işleri de akredite edilmiş kurum ya da şirketlere yaptırmak zorunda kalınıyor. Örneğin tespit sonucunda akredite şirkete gittiğiniz size 5 bin TL masraf çıkardı. Farklı şirkete aynı şeyleri 2 bin TL’ye yaptırabileceksiniz. Fakat yaptırmanıza izin verilmiyor. Burada bir anlaşmazlık var. Bunun hesabının verilmesi gerekiyor. Bursa’da bir okul asansör bakımı bu kapsamda yüksek bir meblağ karşılığında yaptırılmış. Asansöre yeşil etiket asansöre yapıştırılmış. Ancak asansör kendiliğinden çalışarak boşa inip çıkıyor. Okul müdürü şu an asansörü kapattırdı. Güya enerji verimli yeşil etiketli asansör. Bu enerji verimliliğinin İl Milli Eğitimi’ne ne kadar verim sağladığını ne kadar kazanım sağladığını açıklanmasını biz buradan bekliyoruz” diye konuştu.
“SORUNLARIN ÇÖZÜME KAVUŞTURULMASINI ÜMİT EDİYORUZ”
Köklü sorunlara köklü çözümlerin getirilmesi gereken bir dönemin eşiğinde olduklarını belirten Numan Şeker, “Millî Eğitim Bakanlığı’nın bu kritik dönemlerde her anlamda sürdürülebilir politikalar benimsemesi, belirleyeceği politikalar öncesinde eğitimin paydaşlarıyla istişare etmesi, eğitimin sorunlarının çözümü için çok önemlidir. Eğitim konusundaki başlıca sorunlardan biri olan 100 bine yakın öğretmen ihtiyacı, atama bekleyen 300 bin öğretmen adayının varlığı, insan kaynaklarının yerli yerinde kullanılmasını engelleyen alışkanlıklar, uzun vadeli planlama gerektiren önemli hususlardır. Bunun yanında, başta öğretmenler olmak üzere, eğitim çalışanlarının kronikleşmiş sorunlarının çözümünün de en az öğretmen ihtiyacının karşılanması kadar zorunlu olduğu açıktır. Bunlara ek olarak, mülakatlı sözleşmeli öğretmenlik uygulamasının yeniden hayata geçirilmesi, erkek kamu görevlilerine dayatılan kılık-kıyafet zorunluluğu, çerçeve yönetmelikteki bazı antidemokratik yaptırımlar yüzünden kamu görevlilerinin yaşadıkları mahrumiyetler, öğretmenlerin kariyer basamaklarına ilişkin yaşadıkları belirsizlik, ek ders esaslarındaki adaletsizlikler, öğretmen açığı, eğitim çalışanlarının atama ve yer değiştirme süreçlerinde yaşadıkları sorunlar, yönetici görevlendirme süreçlerinde mahkeme kararlarının doğurduğu sıkıntılar gibi, çözüme kavuşturulması gereken hususların 2017-2018 eğitim-öğretim yılı içerisinde aşılmasını ümit ediyor ve Milli Eğitim Bakanlığı’na bazı önemli başlıklar için çağrıda bulunuyoruz” dedi.
“HER BİRİMİZ EĞİTİM DÖNEMİNİN İDRAKİNDE BİR SORUMLULUKLA YAŞAMALIYIZ”
Numan Şeker, Milli Eğitim Bakanlığı’na iletmek istedikleri sorunları ve çözüm önerileri şöyle sıraladı: “Kazanma ve kaybetme nedeni açıklanamayan mülakatla öğretmen alımı son bulmalıdır. İstihdamda güçlük çekilen yerlerde teşvik sistemi hayata geçirilmelidir. Tüm öğretmen ihtiyacı kadrolu olarak karşılanmalıdır. Ders kitapları ve yardımcı kaynaklar hazırlanırken özen gösterilmelidir. Okulların bütçe sorunu ivedilikle çözüme kavuşturulmalıdır. Kalıcı bir yönetici görevlendirme sistemi kurulmalıdır. Mağduriyet oluşturan öğretmenlerin yer değişikliği sorununa kalıcı çözüm getirilmelidir. Öğretmenlik mesleği için adil bir kariyer sistemi geliştirilmelidir. Ek ders esaslarındaki adaletsizlik sona erdirilmeli, ders ücretleri artırılmalıdır. Açık öğretim liseleri başarısız öğrenci deposu olmaktan çıkarılmalıdır. Stratejisi olmayan ‘Öğretmen Strateji Belgesi’ yeniden ele alınmalıdır. Öğretmenleri geren değil, geliştiren planlamalar yapılmalıdır. Bunun yanında öğretmenler rotasyon değil, motivasyon bekliyor. Kılık-kıyafet özgürlüğü darbe kalıntısı yönetmeliğin boyunduruğundan kurtarılmalıdır.” Sendika olarak, yeni dönemin daha rahat, aydınlık, umut dolu gelişmelere vesile olmasını dileğinde bulunan Şeker, “Her birimiz yeni eğitim döneminin heyecanını görevimizin idrakinde bir sorumlulukla yaşayabiliriz, yaşamalıyız. İnsanları eğitimli, bilgi ve yüksek değerlerle donatılmış Yeni Türkiye’nin gerçek anlamda yolunu, ufkunu açacak bir eğitim düzenine kavuşma heyecan ve beklentisi ile yeni eğitim-öğretim yılının hayırlara vesile olmasını diliyoruz” şeklinde konuştu.