MÜSİAD Bursa Şubesi Konferans Salonu’nda gerçekleşen toplantıya; Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe, AK Parti Bursa İl Başkanı Cemalettin Torun, AK Parti Bursa Milletvekili Müfit Aydın, Bursa Kent Konseyi Başkanı Hasan Çepni ve çok sayıda iş adamı katıldı.
MÜSİAD’ın çok büyük bir aile olduğunu belirten MÜSİAD Bursa Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Gürses, “Türkiye’de 86, dünyada da 172 noktada temsilciliği ve şubeleri olan çok büyük bir ailenin üyeleriyiz. Böyle bir ailenin genel başkanlığının kolay bir görev olmadığını düşünüyorum. Ancak Nail Başkanımız sağ olsun ailenin tüm fertlerine aynı derecede ilgi göstermeye gayret ediyor. Bu vesile ile yoğun gündeminde kolay olmayanı başardığı için kendisine teşekkür ediyoruz” şeklinde konuştu.
MÜSİAD Bursa Şubesi’nin 15 Ocak 2017’de göreve gelen yeni yönetimiyle önemli çalışmalara imza atacağını dile getiren Gürses, sektör kurulu toplantıları ile her sektörün içinde bulunduğu durumun röntgenini çekebildiklerini ifade ederek, iyileştirme ve sorunların ortadan kalkması noktasında gerekli raporların ve çalışmaların hazırlandığını kaydetti.
Başkan Nail Olpak döneminde MÜSİAD’ın küresel bir güç haline de geldiğini kaydeden Gürses, “MÜSİAD ailesinin büyümesi ve güçlenmesi Türkiye için önemli bir durumdur” dedi.
İş dünyası olarak, 2017’ye umutla girdiklerini dile getiren Mustafa Gürses, yılın ilk iki ayında ihracatta yaşanan artışın kendilerini mutlu ettiğini söyledi.
Şubat ayı SAMEKS Bileşik Endeksi’nin 5 puan artarak yüzde 51,4’e yükseldiğini belirten MÜSİAD Genel Başkanı Nail Olpak ise, “Endeks, 50'nin üzerinde çıkarsa, bu, olumlu demek. Hem sanayi, hem de Hizmetler sektöründe, girdi alımlarında artış sürüyor. Bu, firmaların Türkiye ekonomisine duyduğu güvenin ve önümüzdeki dönemde de artışın sürmesinin işareti. 2017’nin ilk çeyreğinin sonuna yaklaşırken; ABD’deki seçimler, İngiltere'nin AB'den çıkış kararı Brexit ve küresel talep yavaşlaması nedeniyle yavaşlayan ekonomik hareketliliğimizin, yeniden hızlanmaya başladığını söyleyebiliriz” dedi.
Küresel piyasaların FED’in para politikalarına yoğunlaşmış durumda olduğunu söyleyen Başkan Olpak, “Yani, yine Finans Odaklı Bir Ekonomiden bahsediyoruz. Faizin doğrusunu/yanlışını, faizden kimlerin yararlandığını veya faizin kaynağını değil, faizlerin sadece oranlarını tartıştığımız çarpık sistem, ne yazık ki hala devam ediyor. Başkan Trump’ın, üretimi yeniden ABD’ye çekme ve istihdamı arttırma, US Dolarının da kendi ihracatının etkilenmemesi için, değer kazanmasını önlemeye çalıştığını görüyoruz. Avro bölgesinde ise, nispeten toparlanma devam ediyor. İşte böyle bir ortamda, Şubat SAMEKS verileri olumluydu. Ekonomik aktivitede iyileşme var. Temennimiz, bu canlılığın daha da iyileşerek devam etmesi” diye konuştu.
MÜSİAD olarak, ülkemizde iş adamlarının en önemli sorunlarının başında finansmana erişim ve teminat sorunu olduğunu her zaman dile getirdiklerini belirten Başkan Nail Olpak, sözlerini şöyle sürdürdü;
“Bütün çalışmalarda amacımız, iyiye gidişatın sürekli olması. Güzel bir atasözümüz var; ‘Tek çiçekle bahar olmaz’. Birkaç damlayla, taşları delemeyiz. Başarı, devamlılık ister, süreklilik gerektirir. Bu da, çalışmaların sürdürülebilir olmasını lüzumlu kılar. Bireysel ve toplumsal meselelerde, bir hedefe ulaşmak istiyorsak, işler dönüp dolaşıp sürdürülebilirlik kavramında düğümleniyor. Sürdürülebilirlik demek, istikrar demektir. İstikrar olmadan; yeni hedefler belirlemek, yeni başarılar elde etmek şöyle dursun, mevcut kazanımları korumak bile mümkün değildir.
Biz 28 Şubat’tan dolayı öç alma peşinde değiliz. Ama şirketlerin fişlendiği, ev ve işyerlerinin gece yarıları çilingirlerle açılıp zorla içeri girildiği günleri de unutmadık. Evlatlarımıza ve ailelerimize yaşatılanları da unutmadık. Tarih de unutmayacak. Hamdolsun MÜSİAD, 28 Şubat'ta nerede durduysa, e-muhtırada da, Gezi Olaylarında da, 17-25 Aralık sürecinde de ve elbette 15 Temmuz FETÖ'nün hain darbe girişiminde de, tam zamanında ve olması gereken netlikte, olması gereken aynı yerde durdu. Bugün de, aynı yerdeyiz.
Biz iş dünyası olarak, Anayasa’dan etkileniyoruz. İş yapmamız, Anayasa’nın yanlış yorumları, garip maddeleri, acayip uygulamalarıyla, açıkça engelleniyor. Ama kimileri de gayet iyi bildikleri halde, bunu görmezden geliyor. Şunu açıkça söylemek istiyorum. Mevcut sistem arızalı.
Güçler karmaşasını ve siyasi krizleri ortadan kaldırarak, yönetim sisteminde istikrarı sağlayacak esaslı bir anayasa değişikliği yapmaya mecburuz. Bugün, tamamen yasal yetkilerini kullanan, bunları kullandığı için de kimilerince eleştirilen, fakat sorumluluk da taşımayan bir Cumhurbaşkanlığı var. Sistemin, hem fiili ve yasal durumu tarif edecek şekilde tanımlanması, hem de Türkiye'ye ayak bağı olan taraflarının düzenlenmesi gerekiyor. Bugün yapılan değişiklik de, tam olarak bu. Kısacası, bize göre Meclis'te kabul edilen ve 16 Nisan’da milletin oyuna sunulacak olan Anayasa değişikliği, bir tercih değil, bir ihtiyaç. Size eğer, ‘Ayran mı içmek istersiniz, yoksa Su mu içmek istersiniz?’diye sorarlarsa, tercihinizi belirtirsiniz. Ama çölde susuz vaziyetteyken, birisi size ‘Su İçmek ister misin?’ diye sorarsa, orada su içmek, bir tercih değil, bir ihtiyaçtır. İş dünyası olarak, sürdürülebilir bir kalkınma için, Türkiye’nin bu en temel ihtiyacının mutlaka karşılanması gerektiğine inanıyoruz. Bu nedenle, ‘Geleceğimize Sahip Çıkalım’ diyoruz”