İstanbul’daki 3. havalimanının çok önemli olduğunu vurgulayan Kotil, şöyle konuştu: “Burası yapıldığında THY ve diğer firmalar daha rahat operasyon yapacak. Ama bundan da önemlisi İstanbul Avrupa ile Asya’yı bağlayan bir noktada olduğu için bu havaalanı yapılınca Asyalı büyük taşıyıcılar, ki bunlar bugün İstanbul’a uçamıyor. Çünkü İstanbul’da boş bir yer yok. Havaalanı tıka basa dolu. Bu sefer Japonya’daki havayolları Jal, Ana, Airchina havayolları İstanbul’u tercih edecek. Nereye göre tercih edecekler? Frankfurt’a, Paris’e Londra’ya, Milano’ya, Roma’ya, Lizborn’a ve Viyana’ya göre burayı tercih edecekler. Neden dolayı? Çünkü onlar buraya uçtukları zaman burası 3 saat daha kısa mesafe oluyor. Buradan gidip daha erken dönebilecekler. Bilet fiyatları aşağı yukarı aynı olacak. Bunları, buradan İstanbul’dan THY ve Türkiye’deki diğer havayolları, Avrupa içine dağıtacaklar. Bugün nasıl oluyor? Bu dediğim havaalanlarına gittikleri zaman küçük küçük dağıtıyorlar. Bir kısım yolcu Frankfurt’a geliyor. Bir kısmı Roma’da son buluyor. Ama diğerleri hep dağıtılıyor. Bu dağıtımlar Avrupa’da çok kısa mesafeden gerçekleştiriliyor. Bir saat, yarım saatlik uçuşlar buna değmiyor. Ama İstanbul 3 saat sürüyor ve buna değiyor. Sözün kısası şu, bu Aysalı taşıyıcıların Türk hava yollarına daha çok ihtiyacı var. Onlar buraya gelirse para getirecek. Türkiye bundan para kazanacak. Çünkü uçak indi-bindisinden para kazanılıyor. Türk Hava Yolları da para kazanacak. Bu havaalanı ile dünya havacılığın merkezi İstanbul’a kayıyor.”
“THY OLARAK REKLAM İÇİN 500 MİLYON DOLAR PARA HARCADIK”
Ürün üretmenin ve bunu kaliteli ve ucuz yapmanın bir marifet olduğunu kaydeden Kotil, sözlerini şöyle sürdürdü:
“THY bunu çok iyi beceriyor. Gerçi Türkiye’deki birçok firma da bunu iyi yapıyor. Sadece biz değiliz diğerlerine haksızlık etmeyelim. THY, tüm dünyaya yayıldığı için ciddi bir reklam bütçesi ayırıyor. Bu yıl, 120 milyon dolar harcıyoruz. 2005’te 5 milyon dolarla başladık. Her yıl artarak devam etti. Bu zamana kadar reklama 500 milyon doların üzerinde para harcadık. THY çok iyi bir yere, örneğin Berlin’e sefer koyuyor. Ama Alman bizi tanımaz. Ben Temel Kotil olarak desem ki, ‘Biz iyi bir hava yoluyuz gelin bizimle uçun’. Uçmazlar. Ama Messi’yi Cobi’yi tanıdıkları için geliyorlar. Para harcamadan tanıtım olmaz. Ama iyi planlanmamış bir tanıtım da parayı israf ettirir. THY, her ikisini de yapıyor. Hem iyi para harcıyor hem de iyi bir şekilde harcıyor.”
“EN CİDDİ REKABET İNSANIN, FİRMANIN KENDİSİYLE OLAN REKABETİDİR”
Türkiye’nin global markası olarak gösterilmelerinin kendilerine daha bir çalışma azmi getirdiğini ifade eden Kotil, şunları söyledi: “Her şirketin kendisiyle rekabet etmesi gerekir. Biz kendimizle yarışırız. En ciddi rekabet insanın kendisiyle, firmanın kendisiyle olur. Geçen yıl 2013’te biz THY olarak Business Class ikramında dünyanın en iyisi seçildik. Ama buna rağmen tuttuk bu sene 50 milyon dolar ilave para harcadık. Bunu daha da iyileştirdik. Business Class’ta bizim çok güzel yastık ve battaniyelerimiz vardı. Onları kaldırdık. Şimdi çok daha güzel bir şey koyuyoruz. Neyi anlatmaya çalışıyorum. Biz kendimizle rekabet etmeye çalıştığımız zaman kendimizle boğuştuğumuz sürece biz dünyanın merkezinde ve tepesinde kalırız.”
“KİM NE DERSE DESİN İSTANBUL DÜNYANIN MERKEZİ OLUYOR”
Hava yollarındaki dengelerin değişmesine başta Almanya olmak üzere birçok ülkenin karşı çıktığının hatırlatılması üzerine Kotil, sözlerini şöyle tamamladı: “Bu bir ticarettir. Herkes istediğini yapsın. Ama ben şunu biliyorum. Hong Kong’daki Cathay Pacific çok iyi bir hava yolu şirketi, İstanbul’a uçmak istedi. Yer olmadığı, havaalanı çok dolu olduğu için izin verilmedi. İstanbul’a uçamadı. O firma için bu büyük bir haksızlık. Firma bunun yerine Frankfurt’a gidiyor. Bunun hak ettiği İstanbul’a gelmesidir. Kim ne derse desin İstanbul dünyanın merkezi oluyor.”