"KARACABEY 32 BİN TURİSTİ BEKLİYOR"
Sadece Leylek Köyleri Birliği ağı üzerinden 32 bin turist hedeflediklerini belirten Özkan, “Uluslararası ve ulusal network ile tanıtım çalışmalarını başlattık. Trakuş, Fotomaraton gibi özel doğa ve fotoğraf grupları ile 2 bin kampçı konaklama yapmasını hedefliyoruz. Longoz, Eski karaağaç ve diğer doğal alanlarda da ekoturizm atılımını gerçekleştirmeyi hedefliyoruz. Başlangıçta 20 adet bungalow ev, koruma kullanma dengesi içerisinde longoz programı oluşturacağız. Köylerde standart ev, her köyün değerlerinin ortaya çıkartılması ve Longoz ve Uluabat’ta kontrollü bir şekilde doğal manzaraların gözlemlenebilir hale gelmesini sağlamayarak her köyü mahalleyi kendi adı altında ön plana çıkaracağız. Hedefimiz Karacabey’in değerleri ile birlikte markalaştırılması ve sadece turizm alanında 3 yılda 24 milyon lira ek gelir elde etmeye düşünüyoruz” dedi.
"LONGOZ ORMANLARI, NEDEN BİR ŞİLE YADA AĞVA OLMASIN?"
Nilüfer’den Uluabat’a daha sonra ise Marmara Denizi ile birleşen bir göle sahip olduklarını belirten Başkan Özkan, “Bu deniz ile gölün birleştiği ve 300 çeşit kuş türünden endemik bitkilere, yaban atlarından bir çok balık türünü içinde barındıran Longoz Ormanlarının bulunmaktadır. Burasının da nadide bir konsept olduğunu düşünüyorum. Şile ve Ağva gibi burasının da gerekli yatırımlarla gerçekleştirildiğinde önemli bir destinasyon olacağına inanıyoruz. Şu anda Orman Bakanlığı ile bu noktada temas halindeyiz” şeklinde konuştu.
"TÜRKİYE'NİN İLK TARIM AVM'Sİ KARACABEY'E YAPILACAK"
Türkiye’de bir ilk olacak olan Tarım AVM projesini Karacabey’de gerçekleştirmeyi hedeflediklerini ifade eden Özkan, “Bu alanda traktöründen ziraat ilaçlarına, gübresinden her türlü tedarik malzemesine kadar bütün sektör temsilcilerinin bir alanda bulunduğu komplek oluşturmayı düşünüyoruz. Çünkü bu alanda bulunan işletmeler şehir içinde normalde bin metre kare yerleri olması gerekirken, imkan olmaması sebebiyle çok daha küçük işletmelerde faaliyet gösteriyorlar. Bunların bulunduğu yerlerde ise trafik yoğunluğu olumsuz olarak etkileniyor. Bütün sektör temsilcilerini bir arada toparlayacak ve sadece Karacabey çiftçisine değil, bölge çiftçisine hitap edecek projede, tarım fuarı alanını 2 katına çıkartarak aynı alanda 12 ay hizmet verebilecek bir ortamı sağlamayı düşünüyoruz” diye ifade etti.
KARACABEY ARTIK SOĞANI İLE DEĞİL SALÇASI İLE TANINACAK
Tohum tekniklerindeki gelişmeler dolayısı artık kara tohumdan direkt soğan elde edildiğine dikkat çeken Özkan, “Türkiye’deki üretim yapan arpacık ve kara tohumun merkezlerinin yüzde 90’ı Karacabey’de bulunuyordu. Tüm Türkiye’ye hem soğan hem de arpacık satılıyordu. Ama gelişen teknoloji ile değişik yerlerde de soğan ekilmeye başlandı. Şu anda soğan artık Karacabey’de bir nostalji oldu. Türkiye üretiminin yüzde birine bile tekabül etmiyor. Dolayısı ile bizde dün dünde kaldı önümüze bakmak gerek düşüncesiyle soğanı geride bıraktık. Şu anda revaçta olan ürünleri gündeme getirmeye çalışıyoruz. Bunlardan en önemlisi de salçalık domatestir. Çünkü Türkiye’deki salçalık domatesin yüzde 50’sini Karacabey’de üretiliyor” dedi.