Program, Prof. Dr. Mustafa Kara’ya ait “1999 Öncesi 99 Edebiyat Dergisi 1. Sayı Sergisi” açılışıyla başladı. Prof. Dr. Mustafa Kara, sergiden çok değerleri eserlerin yer aldığını belirterek, 1933’ten bu yana kesintisiz çıkan Türkiye’nin tek dergisi Varlık Dergisi’nin kopyasını günün anısına katılımcılara hediye etti. Kara, toplumun tüm kesimlerinin yardımıyla dergi sayısını 2000’e çıkartmayı hedeflediğini söyledi.
Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe ise, büyük bir hazineye hazırlayan Mustafa Kara’ya teşekkür etti. Altepe, bu çalışmanın gelecek nesillere ulaştırılması noktasında gereken katkı vereceklerini söyledi.
“Millet, tüm kurumlarımızın itibarını da kurtardı”
Türkiye’nin çok partili döneme geçmesinin ardından 27 Mayıs ile 15 Temmuz arasında yaşanan darbelerin anlatıldığı film gösteriminden sonra konuşan Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe, kültür ve medeniyet şehri Bursa’da ‘Edebiyat Günleri’nin bu sene 16’ncısını düzenlediklerini ve edebiyat dünyasının önemli üstatlarını buluşturduklarını söyledi. Tarih boyunca birçok yazar, şair ve ilim adamının Bursa’dan çıktığını hatırlatan Altepe, bu sayede şehirde zengin edebi birikim oluştuğunu anlattı. Edebiyat Günleri’nin yüzeyselliğin ve popüler kültürün öne çıktığı toplumsal yaşamda edebiyata taze bir açılım getirmek için yapıldığını dile getiren Altepe, “1960 askeri darbeden 15 Temmuz kalkışmaya kadar yaşanan kaos ortamları edebiyatımıza yoğun bir şekilde yansımıştır. Romanlara ve hikayelere taşınan darbeler, Türk edebiyatında siyasi duruşun ve politik bakış açısının tırmandığı dönemlerdir. Darbelerin tamamı demokrasi kisvesi adı altında yapılmıştır. Bu ortamlardan etkilenmeyen edebiyat düşünülemez. Bu yüzden bu sene Edebiyat Günleri’nin konusu darbe edebiyatıdır. Darbelerin edebiyat üzerindeki etkileri programda üstatlar tarafından ele alınacaktır” dedi.
Her 10 senede bir yaşanan darbeler sebebiyle Türkiye’nin hızla büyüyemediğini ve kalkınamadığını ifade eden Altepe, “Halkın desteğinin alarak devleti yönetebilmek kolay değil. Bunlar meşakkatli yollardır. Bu gücü elde etmek için tepeden inme, devleti ele geçirme, büyük milleti hakir görme hevesi ne yazık ki hiç bitmedi. Tüm bunlara hepimiz yakından tanık olduk. Öğrenciler birbirine düşürüldü. Silahlar aynı yerden gönderiliyordu. Kamu vicdanında mahkûm olanlar, hukukta da mahkûm oldu. Ancak Türkiye’nin gelişimini yavaşlattılar. Ama büyük Türk milleti 15 Temmuz’da son noktayı koydu. Artık darbeleri tarihe gömdü. Artık silahların halka doğrultulamayacağını gösterdi. Bu millet, devletimizin yanında tüm kurumlarımızın itibarını da kurtardı. Milletimiz bayrağına ve vatanına her zaman sahip çıkacak. Çılgın Türkler, sanki önceden tatbikat yapmış gibi tankları büyük ustalıkla durdurdu. Umarım bu sıkıntıları kıyamete kadar bir daha yaşamayız” diye konuştu.
Programın Düzenleme Kurulu adına konuşan Şair ve Yazar Metin Önal Mengüşoğlu ise, 1960’dan bu yana yapılan tüm darbelere birinci elden tanık olduğunu ve etkilendiğini ifade etti. Bir takım vesayet odaklarının şiddet ve terörü önüne alarak topluma egemen olma ve sömürme amacında olduğunu söyleyen Mengüşoğlu, 1960’da ailesinin yaşadığını sıkıntıları paylaştı. Darbelerin besin kaynağının şiddet, bencillik ve iktidar hırsı olduğunu anlatan Mengüşoğlu, “Darbe ve devrimler arasında ciddi farklar vardır. Darbeler yukarıdan aşağıya, devrimler ise aşağıdan yukarıya doğru olur. Daima darbe yemiş bir halk, 15 Temmuz’daki devrim ile bu döneme son vermiştir. Bu topraklarda darbelerde ve devrimlerde ana tema hep din olmuştur. Darbelerin temel sebebi, irtica adı altında dindir. Son darbe teşebbüsünün içinde de din vardı. Bir meczup adam tarafından robotlaştırılmış uydu yaratıklar haline dönüştürülmüş birileri tarafından yapıldı. Ama bu topraklarda İslam’dan habersiz bir kuş dahi uçmaz. Geçmişte sürekli darbeler yiyen ülkem için, ‘İslam dünyasının en umutsuz vakası Türkiye’dir’ demiştim. Ama halkımın bir gün ayağa kalkacağını, İstiklal Marşı’nın mısralarını hayata uygulayacağını hep bekledim. Çok şükür 15 Temmuz’da küçük bir işaretle halkımız ayağa kalktı. Artık İslam dünyasının en umutlu vakası Türkiye’dir. Buna inanıyorum. Yaşanan darbeler, acı günler ve 15 Temmuz edebiyatımızda son derece değerli eserler ortaya çıkartacaktır” dedi.
Program, konuşmaların ardından Şair ve Yazar Metin Önal Mengüşoğlu’nun oturum başkanlığında ‘Siyasi Hayatımızda Askeri Darbeler’ konulu oturumla devam etti. ’16. Bursa Edebiyat Günleri’ iki gün boyunca değerli isimleri katılacağı oturumlarla sürecek. Oturumlar, “Siyasi Hayatımızda Askeri Darbeler, Kültürel Hayat ve Darbeler, 15 Temmuz İşgal Hareketi ve Edebiyat, Edebiyat ve Darbeler, 28 Şubat ve Edebiyat, Sanat Ortamı ve Darbeler” olmak üzere altı ana konu başlığından meydana geliyor. Edebiyat Günleri kapsamında 28 Nisan 2017 akşamı Bayazid Paşa Medresesi’nde şiir akşamı, 29 Nisan 2017 akşamı ise Merinos AKKM’de ‘Tuluyhan Uğurlu’ konseri yapılacak. Eş zamanlı olarak Süleyman Çelebi Anadolu Lisesi, Yeşil Devlet Hatun İmam Hatip Lisesi, Mihraplı Abdülkadir Can İmam Hatip Lisesi, Bursa Anadolu Lisesi, Cumhuriyet Lisesi, Atatürk Anadolu Lisesi bünyesindeki öğrenciler de okullarında şairlerle buluşma imkanı buluyor.
16.Edebiyat Günleri etkinliğine toplam 39 şair, yazar ve akademisyen katılım sağlıyor. Katılım sağlayan isimler ise şöyle: “Prof. Dr. Hüsamettin Arslan, Prof. Dr. Bekir Berat Özipek, Prof. Dr. Burhanettin Duran, Ercan Yıldırım, Mehmet Doğan, Prof. Dr. Mustafa Öztürk, Cihan Aktaş, Ali Emre, Akif Hasan Kaya, Prof. Dr. Turan Karataş, Asım Öz, Prof.Dr. Kurtuluş Kayalı, Doç .Dr. Abdullah Harmancı, Gülşen Özer, Doç.Dr. Alev Erkilet, Öner Buçukcu, Yrd. Doç. Dr. Mert Öksüz, Cemal Şakar, Prof. Dr. Hüsamettin Arslan, Prof. Dr. Bekir Berat Özipek, Prof. Dr. Burhanettin Duran, Ercan Yıldırım, Mehmet Doğan, Prof. Dr. Mustafa Öztürk, Cihan Aktaş, Ali Emre, Akif Hasan Kaya, Prof. Dr. Turan Karataş, Asım Öz, Prof.Dr. Kurtuluş Kayalı, Doç .Dr. Abdullah Harmancı, Gülşen Özer, Doç.Dr. Alev Erkilet, Öner Buçukcu, Yrd. Doç. Dr. Mert Öksüz, Cemal Şakar.”