Aksu, “İnsülin, insan vücudu tarafından kan şekerini dengelemek amaçlı salgılanan bir hormondur.
Hücrelerin şekeri kullanmasını sağlayarak enerji üretilmesine yardımcı olan insüline vücutta direnç
geliştiğinde şekerden enerji üretilemez ve sürekli açlık hissi meydana gelir. Kan şekeri yükselmesine
rağmen insüline olan direnç nedenli insülin vücutta daha çok salgılanır, bu nedenle hem kan şekeri
hem insülin düzeyleri kanda yükselir” diye konuştu.
İnsülin direnci ve tip 2 diyabet tanısı olan hastaların birinci derece yakınlarında insülin direnci daha
fazla görüldüğünü hatırlatan Dr. Aksu, “İnsülin direncinin özellikle başta tip 2 diyabet olmak üzere
hipertansiyon, kolestrol yüksekliği ve kalp-damar hastalıklarının oluşumunu tetikleyebilmesi nedenli
tespit edilmesi ve gerekli önlemlerin alınması çok ama çok önemlidir. Bu nedenle kilo kaybının ve
normal beden kitle indeksinin sağlanması, düzenli fiziksel aktivite yapılması, az az ve sık sık
beslenme, yüksek glisemik indeksli gıdalar yerine düşük glisemik indeksli gıdaların tercihi, şeker gibi
basit karbonhidratların tüketiminin azaltılması, tatlandırılmış içecekler ve gazlı içeceklerden
kaçınılması önerilir” diye konuştu.
Dr. Çiğdem Aksu, ailesinde insülin direnci ve tip 2 diyabet tanısı olanlar, çabuk acıkma, soğuk soğuk
terleme, titreme, tatlı krizleri, hızlı kilo alma ve doymama gibi şikayetleri olan bireylerin insülin direnci
ve tip 2 diyabet olabilme ihtimaline karşı bir uzmana başvurulması gerektiğini sözlerine ekledi.