Seçim çalışmalarına devam eden Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, basın mensuplarının sorularını cevapladı. Seçim çalışmalarında parti liderlerinin konuşma üsluplarına işaret eden Arınç, “Üslub-i beyan aynı ile insandır derler. Bir insanın üslubu ne ise insan olarak da beyanı neyse kendisi de odur. Seçim meydanları kitleleri coşturmaya, istikametlerini kesinleştirmeye, kararlılıklarını arttırmaya yönelik konuşmaların yapıldığı mekanlardır. Burada coşku olur. Heyecan olur. Burada biraz da eleştiri olur. Polemik olur. Biraz da öfke olur. Her şeyin azı karardır. Çoğu zarardır. Yani üsluplarımız en ağır eleştiriyi yapacak kadar olabilmelidir. Ama hiçbir zaman hakarete küçültücü olmaya insanları aşağılamaya onlarla alay etmeye yönelmemelidir. Bunu kim yaparsa yanlış yapar. Bu kadar aşırı sertlik, bu kadar aşırı konuşma, hakaret, yönlendirme, tahrik etme olursa bu sadece liderler arasında veya siyasetçiler arasında, kalmaz sokağa da yansır” dedi.
Türkiye’nin maalesef şu anda böyle bir cinnetin içinde olduğunu ifade eden Arınç, “Artık tartışma yok. Eline levyeyi alan kafaya indiriyor. Eline bıçağı alan saldırıyor. Eline tabancayı pompalıyı geçiren bir birinin üzerine boşaltıyor. Bu bir cinnet halidir. Hiçbir tartışma yok mu? Münakaşa yok mu? Hiç bunu neden yaptın diye sormak yok mu? Affetmek, bağışlamak ve duymazlıktan gelmek yok mu? Yani sinirli olmak, bu siniri de nihayetinde cinayete kadar götürmek son zamanlarda Türkiye’nin en büyük kabusu oldu. Bunun sebeplerini psikologlar araştırabilir. Ben bir siyasetçiyim, siyasetçi olarak da vardığım sonuç, nerede kavga varsa o kavga orayla sınırlı kalmıyor. Maalesef toplumda insanlar etkileniyor. İade dışı hareketlere yönele biliyorlar. Daha on gün evvel canımız kardeşimiz Cüneyt Yıldız’ı kaybettik. Allah mekanını cennet eylesin. Bir zabıta memuru, işe girmiş, memleketine, hükümetine şükretmesi gerekirken, onu istiyor, bunu istiyor, yapmazsan silahıma dayanırım diyor. Bu yol bu değil ki. Talepler böyle anlatılmaz ki. İstekler böyle konuşulmaz ki. Kimin aklına gelebilirdi. Bir memur üzerinde silah olacak ve benim istediğimi yapmazsan silahı boşaltırım diyecek. Bu bir cinnet halidir. İnanın bazı insanlar adli tıbba gönderilse şuurlarını kaybettikleri ortaya çıkar” diye konuştu.
"BAZI SİYASETÇİLER İPİN UCUNU KAÇIRDI"
Bülent Arınç, “İnsanların davranışları, üslupları, özel hayatları mutedil olmalıdır. Her şeyin iyisi vasat olanıdır. Orta olanıdır. İtidal üzere olmaya mecburuz. Sadece siyasetçiler değil. Çünkü siyasetçiler bazen ipin ucunu kaçırabilirler. O bana bir şey söyledi. Ben ona iki mislini söyleyeyim. O bana bir adım attı. Ben ona üç adım koşarak bir tokat çakayım diyebilir. Yanlıştır ama bu seçim meydanlarıdır. Kavgadır. Hiçbir meşru mazeret aramaya gerek yok. Yumuşak konuşarak da insanlar etkilenebilir” diye kaydetti.
"Bazı Siyasetçiler İpin Ucunu Kaçırdı"
"Bazı Siyasetçiler İpin Ucunu Kaçırdı"
EditorSiyasi parti liderlerinin konuşma üsluplarına dikkat çeken Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, "Hakaret, yönlendirme, tahrik olursa, bu sadece liderler arasında veya siyasetçiler arasında kalmaz, sokağa da yansır" dedi.
Yorumlar