Uludağ Bakacak’ta Seyirtepe mevkisi olarak geçen alanda seyyar çay ocağı ve dürbün işletmeciliği ile geçimini sağlayan Fikret Güven son zamanlarda yerel yönetim ile ilgili yaşadığı sıkıntılarla Bursa’nın gündeminde önemli bir yer tuttu. Elektriği ve suyu olmayan alanda iddiasına göre belediyenin aylarca yolunu kapatarak sindirme politikası izlediği Güven, Necmi İnce’nin sorularına açıklıkla yanıtladı.
Bir patlama noktası!
Bakacak çaycısı Fikret Güven, valilik önünde giriştiği kendini yakma eylemi hakkında ‘’Hizmet ediyorsunuz, güzel bir hizmet var ortada. Fakat bu hizmetin karşılığında sürekli üzerinize gelen bir grup var. Daha sonra bir patlama noktası ve bunun yansıması.’’ şeklinde konuştu. Devlete ve millete karşı olan sevgisinin sorgulanmasının söz konusu olmadığını vurgulayan Güven ‘’ Biz 15 Temmuz'da da vatan ve devlet sevgimizi kanıtladık, yaptığımız hizmet ile de bunu gösteriyoruz. Biz yetkililerden ilgi ve destek beklerken ihalenin feshedildiğini söylediler.’’ dedi.
Mesele 28 Şubat sürecine dayanıyor
Resmi belgeye rağmen maruz kaldığı mağduriyeti anlamakta güçlük çektiğini belirten Güven, ‘’Ben 5+5 yani 10 yıllığına Alinur Aktaş ile sözleşme yaptım. Fakat biz sözleşme şartları dışına çıkmamamıza rağmen bir baktık ki üzerimize geliyorlar. Bu mesele 28 Şubat sürecine kadar dayanıyor. Biz orada 2000 yılında çadırla başladık bu işe, ilk önce çadır kurduk. O dönemde milli partk yetkilileri bize baskı kurmaya başladı. Kuran okumayacaksınız diyerek ilk çatışma başladı. Durumumuz olmadığı için çare düşündük. Bakacak’a geldik. Çok güzel bir manzaraydı. Buraya dürbün koyayayım dedim. 30 milyar yatırdım dürbünler aldım ama izin gelmedi. Bölge müdürüne gittiğimde gelişim planı çıkacak dedi. Tamam dedik. Seyir terası olacak dedi. Tamam dedik. Sonra bir kağıt gönderdiler bize, genel müdürlükten orayı büyükşehire devrettiklerine dair. Ben de o kağıtla birlikte Recep Altepe’nin yanına gittim. Orada encümen kararıyla işlemi tamamladık.Sonra dürbünleri götürdüğümüzde milli park yetkilileri tarafından engellendik.' Ayrıca dümdüz olan ve uçurum içermeyen yolda kar motorları için alan oluşturma bahanesiyle aylarca yolumu kapattılar. Bu uygulamada maksat, Bakacak'a gidecek vatandaşı kar motorlarına yöneltmek. Tamamen bilinçli bir organizasyon.’’ ifadelerini kullandı.
İntihar bizim gibi bir müslümana yakışmaz!
Kendini destekleyen kişilerin muhafazkar ve mütedeyyin yapıda olan Fikret Güven’in giriştiği kendini yakma eylemine tepkilerinin hatırlatılması üzerine Bakacak Çaycısı ‘’ Gitmedik yer, çalmadık kapı bırakmadım ama kimse ilgilenmedi benimle. İlgilenmeyince, ne yapacaksın; bunu medyaya düşürmemiz gerekiyor, Başka türlü gelip ensene vurcaklar ve alacakalr ekmeğini. Biz de 6 tane aileyiz. Ekmeğimiz var, burada yıllardır mücadelemiz var, rastgele de teslim edemeyiz. Belgelerimiz tami her şeyimiz tam olmasına rağmen hala üzerimize gelinince büyüklerimiz duysun diye öyle bir şeye giriştik.Yoksa intihar bizim gibi bir müslümana yakışmaz’’ diyerek konuya açıklama getirdi.
Valilik önünde kendini yakma eylemi gerçekleştirmesi üzerine sosyal medyada gelen bir yoruma 'Ben yakar mıyım kendimi, şaban filmi oynadık.' cevabını veren Fikret Güven bu yanıtındaki mesajın çarpıtıldığını iddia etti. Yazdığı cevap ile kastının mağduriyetini gözler önüne sermek olduğunu ifade eden Bakacak Çaycısı, ‘’Filmde adamın mücadelesi açık. Evinin elinden alınmaması için kendini yakma eylemine girişiyor. Maksadı intihar değil.’’ dedi.
Her şey belgelerle sabit
Ruhsata müracaat etmediğine dair ortaya atılan iddiaları belgelerle çürüten Güven, ‘’ Madem benim orada yasal bir şeyim yok, 2018'den 2020'ye gelmişiz neden bana kimse müdahale etmemiş. Her şey belgelerle sabit. Büfenin büyüldüğüne dair milli park yetkililerine yatırılan makbuz elimde, ben belediyeye gittim...’’ diyerek programın ilk bölümü noktalandı.
Necmi İnce ile İnce Bakış programının ikinci bölümünde de Bakacak çaycısı tüm iddialara belgeleriyle yanıt vermeye devam edecek...
İkinci bölüm çok yakında internet sitemizde ve Necmi İnce youtube hesabında yerini alacak.