Görüntülerde Mladiç’in, sigara ikram ettiği Hollandalı komutan sigara ikramı karşısında duraksayınca Sırp generalin Hollandalı komutanla, “Korkma bu içtiğin son sigara olmayacak” şeklinde şakalaştığı görülüyordu.
Bir başka sahnede de Mladiç, askerine kendi dilinde bir şeyler söyleyen Hollandalı komutanı azarlayarak, “Burada iki resmi dil var, Sırpça ve İngilizce. Başka bir dilde konuşamazsın” diyordu. Görüntülerde yer alan Mladiç, ömür boyu hapse mahkum edildiği halde Hollandalı Komutan Karremans ise serbest dolaşıyor.
Srebrenitsa Anneleri Derneğinin Hollanda aleyhine 2007 yılında açtığı davanın sonucunda Lahey Bölge Mahkemesi, 2014 yılında Srebrenitsa’nın işgali sırasında Birleşmiş Milletler bünyesinde görev yapan Hollandalı tabura sığınan 300 sivil Boşnak’ın Sırp askerlerine teslim edilmesinden dolayı Hollanda’yı kısmen suçlu bulmuştu.
1993 yılında Birleşmiş Milletler (BM), Srebrenitsa'yı Boşnaklar için "güvenli bölge" ilan etmişti. Bosnalı Sırpların 2 yıl süren kuşatması sonrası Temmuz 1995'de Srebrenitsa düşmüştü. Binlerce Boşnak erkek, kadın ve çocuk, Srebrenitsa'nın hemen dışındaki Potocari'de bulunan Hollandalı askerlerin denetimindeki BM Barışgücü karargâhına sığınmıştı. Hollandalı askerler karargâha sığınanlara burada güvende olacaklarını söylemişti. Kentte yaşayan insanların kendilerini korumak için edindikleri silahlar, BM güçleri tarafından güvenlik gerekçesiyle toplanmıştı. Sırp Devlet Başkanı Radovan Karadziç'in emriyle, Ratko Mladiç komutasındaki Sırp askerlerinin kentte tacizleri artınca, BM kampında bulunan insanlar silahlarının geri verilmesi için başvuruda bulunmuştu. Kampın Hollandalı komutanı Thom Karremans, bu isteği geri çevirmişti. BM güçleri Mladiç’in kentteki tacizlerine bölge üzerinde iki tane F16 uçurarak tepki vermişti. Hollandalı askerler Sırp güçlerin kampı kuşatması üzerine Bosna'daki BM Barış Gücü Komutanı Fransız generalden aldıkları emirle bir gece yarısı kenti boşaltmış ve bulundukları kamp içindeki 25 bin mülteci ile birlikte Sırplara teslim etmişlerdi. Sırp güçler karargâha sığınanlar arasından ayırdıkları 300 erkeği kamyonlarla götürüp öldürmüş, kadın ve çocuklar da Bosna'nın diğer kesimlerine götürülmüştü. Hollandalı komutan tarafından Sırplara satılan kent, bir hafta süren katliamla Sırplara yenik düşmüştü. Kasabada 8 binden fazla Müslüman öldürüldü.