ABD yönetimi Türkiye'ye çok kızıyor. Trump kızıyor, dış işleri kızıyor. Eskiden kızdıklarını belli etmemeye çalışırlardı. Irak'tan uçaklara yüklenip giden ABD asker tabutları 6000'e yaklaştı. ABD bize kızıyor, çünkü o tabutların üzerinde kendi bayrakları yerine ay-yıldız olacaktı.
Ama olmadı işte.
Evlatlarının, kocalarının ölümüne "vatan sağ olsun" diyecek aileler dururken, ölen askerin hesabını soran vatandaşları geçmişte Bush takımına çok bozulmuştu.
Şimdi de müttefikliğe sığmayan işler yapan Trump ve takımı, Türkiye’yi bölememenin acısını çıkartmaya çalışıyor.
Suriye’de oluşan bataklığın içine bizi tam çekemedikleri için dış siyaseti çirkefliğe çevirdiler.
Türkiye’de neredeyse herkes İngilizce bilir ama ABD uşaklığına teşne olanları. Sayısı sınırlıdır.
ABD iktidardan istediklerini alamadı.
Artık Erdoğan ve takımını kontrol edemiyor.
ABD Türkiye ile müttefik gözükse de, Türk halkını üçüncü sınıf insan olarak görmüştür.
Uluslaşma sürecinde başarılı olamayan ABD, ulus devlet düşmanlığını asla bırakmamıştır.
1953 yılından beri kaderimizi değiştiremedik.
Kore savaşı günlerinde ABD'li yetkililerden olan J.F.Dulles Türk askerini "çok masrafsız, günlük gideri 23 cent" diye övmüştü. Bizim satılmışlar da , bu sözde övgüden "övünç" payı çıkarmışlardı..Dulles'in bu sözde övgüsüne tek yorum bir "vatan haininden" Nazım Hikmet'ten gelmişti.
53 yıl sonra, 2006 da George Soros, "En önemli ihraç malzemeniz, askeri gücünüz" diye zırvalamıştı.
Milliyetçiliği kimseye bırakmamaya kararlı "NAZİ" beyinliler susmayı yeğlerken , ünlü "vatan hainimiz" Nazım Hikmet " güncelliğini koruyan yanıtıyla tarihteki yerini almıştı..
Bakalım ne demişti evrensel şairimiz:
Mister Dulles/ sizden saklamak olmaz/ hayat pahalı biraz bizim memlekette/mesela iki yüz gram et alabilirsiniz/ koyun eti/ Ankara da 23 sente/ yahut iki kilo kuru soğan/yahut bir kilodan biraz fazla mercimek/ elli santim kefen bezi/ yahut bir aylığına/ yirmi yaşlarında bir tane insan/erkek/ ağzı burnu , eli ayağı yerinde/ üniforması,otomatiği üzerinde/yani öldürmeye, öldürülmeye hazır/ belki tavşan gibi korkak/ belki toprak gibi akıllı/ belki gençlik gibi cesur/ belki su gibi kurnaz/ (her kaba uymak meselesi) / belki ömründe ilk kez denizi görecek/ belki ava meraklı, belki sevdalıdır/ yahut aynı hesapla Mister Dulles/ (tanesi 23 sentten yani) / satarlar size bu askerlerin otuz beşini birden / İstanbul da bir tek odanın aylık kirasına / seksen beş onda altısını yahut / bir çift iskarpin parasına / yalnız bir mesele var Mister Dulles/ herhalde bunu sizden gizlediler / size 23 sentten sattıkları asker/ mevcuttu üniformanızı giymeden önce/ mevcuttu otomatiksiz filan/ mevcuttu sadece insan olarak / mevcuttu, sadece insan olarak / mevcuttu hem de çoktan mı çoktan/ daha sizin devletinizin adı bile konmadan / mevcuttu, işiyle gücüyle uğraşıyordu / mesela, Mister Dulles, yeller eserken yerinde sizin New-York'un / kurşun kubbeler kurdu o / gök kubbe gibi yüksek / haşmetli, derin / elinde Bursa bahçeleri gibi nakışlandı ipek / halı dokur gibi yonttu mermeri / ve nehirlerin bir kıyısından öbür kıyısına / ebemkuşağı gibi attı kırk gözlü köprüleri / dahası var Mister Dulles/ sizin dilinizde anlamı pek belli değilken henüz / zulüm gibi / hürriyet gibi / kardeşlik gibi sözlerin / dövüştü zulme karşı o / ve istiklal ve hürriyet adına/ ve milletleri kardeş sofrasına davet ederek / ve yarin yanağından gayrı her yerde / her şeyde / hep beraber/ diyebilmek için / yürüdü peşinden Bedreddin'in/ o, tornacı Hasan, köylü Mehmet,öğretmen Ali'dir/ kaya gibi yumruğunun ustalığı: / 922 yılı 9 Eylüldür/ dedim ya Mister Dulles/ herhalde bütün bunları sizden gizlediler/ ucuzdur vardır bir illeti / hani şaşmayın, yarın çok pahalıya mal olur size / bu 23 sentlik asker / yani benim fakir, çalışkan milletim / her millet gibi büyük Türk milleti.
En çok da şuna üzülüyorum. Nazım'dan sonra çok kafatasçı, ırkçı, milliyetçi falan geldi geçti de, onun gibi bir "vatan haini" daha yetiştiremedik. Onun yerine ABD emperyalizmine karşı çıkan gençleri öldüren şerefsiz katiller ve tam bağımsızlığı savunanlar için idam sehpaları kurduran siyasetçiler yetiştirdik.