Bunlardan bazıları Din Kültür ve Tarih dersleridir.
Şükürler olsun şimdi bu yeni Türkiye'mizde çok daha da bu dersler eskiye göre ihtiyaca cevap verecek şekilde verilmektedir bu dersler.
Çanakkale muharebeleri tarih kitaplarımızda tam anlatılsaydı, geçmişimizi daha iyi anlayabilecektik.
Ecdadımıza yabancı olmayacaktık.
Bir kuru ekmekle yirmi dört saat savaşan Mehmetçik'i,
Mehmetçik; Muhammed'in küçüğü demektedir.
Öğretseydik bizler gençlerimize ekmeğin kıymetini bilebilirdik.
Mehmetçik bazen boğazına kadar suyu çamurun içinde parmağı kopmuş, tetiği çekemiyor, kolu bacağı kopmuş, gözünün biri yok, derin yaralanmış durumu çok ağır olanlar var ama halen çarpışıyor ve mevzisini terk etmiyor.
Altı saat içinde 40 bin yaralı var, doktorlar ağır yaralılarla vakit kaybetmeyelim diğerlerini tedavi edelim diyorlar.
Şimdi destanımızdan biri iki hatırayı sizlerle paylaşmak istiyorum; Lapseki İbrahim onbaşıda çok ağır yaralılar arasındadır. Şehit olacağını anlamıştır bana bir subay çağırın der.
Subay gelir buyur evladım,komutanım Lapseki'den Halil onbaşıya mecidiye yani gümüş para borcum var, git ona söyle bana hakkını helal etsin der. Komutan gider Halil onbaşıyı bulur ama onda şehit olmuştur. Elbiselerini toplarken cebinde bir pusula bulur. Şöyle yazılmıştır ''hemşerim İbrahim onbaşıya gidin hakkımı helal etmişim bana borcu yoktur'' yazılıdır. Nurlar içersinde yatsın yüce şehitlerimiz.
Askerlerimize niçin şehit denir?
Çünkü; ruhunu verirken Cenab-ı Hak onlara cennetteki yerini müsaade eder gösterir, cennet hanımları onları karşılar.Peygamberimiz şehit karınca ısırığı kadar acı duyar demiştir. Mahşere kanlı elbiseleriyle gelirler, kanları akar ve mis gibi kokar haldedirler.Yakınlarından 70 kişiye şefaatçı olurlar. Hiç kimse cennetten çıkmak istemez.
Şehitler Cenab-ı Hakka bizi tekrar bizi dünyaya gönderde şehit olalım diyeceklerdir.
Bu gibi destanları anlatmak sayfaları sığmaz.
Ama şunu hemen söylemeliyim ki nasıl ki Cenab-ı Hak Bedirde, Uhud'da, Hendek savaşlarında yardım etmişse aynı ilahi yardımı Çanakkale savaşında da görülmüştür.
Ya analarımız, bacılarımız ne haldedir duymuşlar savaş devam ediyor.
Savaş gemisi alınacak çeyizlerini satmaya başlamışlar ve cepheye göndermişler.
Cennet hatunu olsunlar. Artık Anadolu köylerinde bir erkek varsa, yirmiden fazla kadın var. Cenazeleri kadınlar götürüp gömüyorlardı. Her iş onların sırtındaydı. Çanakkale'yi gündeme taşıyan yeni nesillere tanıtan şehitlerimizin hatırasına yakışacak şekilde imar ettiren bizleri unutamamak için etkinlikler yaptıran tarih şuurunu milletimize hatırlatan devlet ve hükümetimize minnet ve şükranlarımızla.
İnsanları yücelten iki büyük meziyet vardır. Erkeğin cesur, kadının namuslu olmasıdır. İşte Türkler bu meziyetlere sahiptirler, öldürülebilirler lakin mağlup edilmezler demiştir Napolyon.
Selam ve dua ile