Tarım yapılan dünya coğrafyasının tamamında bu riskler mevcuttur. Riskin gerçekleşme ihtimali de büyük olunca poliçe tutarları en fazla desteklenen unsur olarak tarım sektörü ön plana çıkmaktadır.
Tarımda işiniz tamamen doğa ve iklim şartlarına bağlıdır. Oluşabilecek riskler, insan eli değerek değişebilecek ve yönetebilecek konular değil . Fırtınayı , yağan yağmuru ve doluyu yönetemeyebiliriz ancak üretici çiftçi, kendi riskini yönetme şansına sahiptir. Bu sebeple bütün dünyada yaşanan bu iklim değişiklikleri ve sonucunda doğabilecek risklere nasıl müdahale edebiliriz sorusu ülkemizde bazı adımların atılmasına ön ayak oldu.
Ülkemizde de tarım sektörünü tehdit eden risklerin teminat altına alınabilmesi amacıyla, bir sigorta mekanizmasının devreye sokulması düşünülmüş ve bu amaçla 14/06/2005 tarihli 5363 Sayılı "Tarım Sigortaları Kanunu" çıkarılmıştı. Bu Kanun'a göre: Kanun kapsamına alınan riskler ile ilgili olarak yapılacak sigorta sözleşmelerinde standardın sağlanması, riskin en iyi koşullarda transferi için uygun ortam oluşturulması, oluşacak hasarlarda tazminatın tek merkezden ödenmesi ve tarım sigortalarının geliştirilmesi, yaygınlaştırılması amacına yönelik olmak üzere bir Sigorta Havuzu kurulmuştur. Bu Havuz'a ilişkin tüm iş ve işlemler, bu Havuz'a katılan sigorta şirketlerinin eşit hisselerle ortak oldukları Tarım Sigortaları Havuz İşletmesi A.Ş. (TARSİM ) tarafından da yürütülmektedir.
Çıkartılan bu kanunun ardından 2006 yilinda da TARSİM den ilk poliçeler de kesilmeye başlandı. Kısa adı TARSİM olan Tarım Sigortaları Merkezi bu riskleri yönetmek adına çiftçi adına çok önemli görevi bulunmakta. Çiftçilerin bitkisel ve hayvan üretimlerinde oluşabilecek riskleri güvence altına almakta. Son yıllara baktığımız zaman magazin boyutu da çok olan iklim değişikliği konusu ve ona bağlı olarak da olağanüstü hava koşulları en çok tarım sektörünü etkilemektedir.
Davos'ta yapılan Dünya Ekonomik Forumu'nda her yıl düzenli olarak küresel risk raporu hazırlanıyor. 750 bilim adamı tarafından hazırlanan bu raporda dünyayı önümüzdeki yıllarda tehdit edecek en önemli risklerin neler olduğu tespit ediliyor. Son 3-4 yıldır bu raporda iklim değişikliği ve iklim değişikliğine bağlı olağanüstü hava koşulları en önemli risk olarak adlandırılmakta. Açık alanda yapılması nedeniyle de bu tarz risklerden en çok en fazla etkilenen tarım sektörü olmakta. Tabiri caizse üstü açık fabrika . Dunyada 30 milyar dolarlik tarım sigortası primi söz konusu.
Bursa özeline baktığımız zamanda ise toplamda 30.053 poliçe yapılmakta. Üretim sıralamasına göre ilk on ilçemiz ise
1) İnegöl
2) Karacabey
3) Gürsu
4) Yenişehir
5) Mustafakemalpaşa
6) Kestel
7) İznik
8)Gemlik
9)Mudanya
10 )Orhangazi
Tarsim'in faydası, Devlet kriz yönetiminden risk yönetimine geçiş sağlamış oluyor.
TARSİM başlangıcından itibaren geçen 10 yıllık süreçte Devletimiz Tarım Bakanlığı bütçesinden belli bir kısmı bu sigorta sistemi için ayırmakta. Bu belirlenmiş kısmın dışında herhangi bir süreç ile ilgisi kalmamış oluyor. Doğabilecek olan afet de bu sistem devreye giriyor ve üreticinin büyük oranda bu afetden kaynaklanan hasarlarını gidermiş oluyor . Günümüzde iklim bozulmasının değişikliğinin yansımalarını görüyoruz . Bunun başta fosil yakıt kullanmak , tarım alanlarının yerleşim alanları dönüşmesi gibi bir çok sebebi var. Türkiye'de yapılan araştırmalar da 2050 yılına kadar ortalama sıcaklıklar da azalmaların olacağı ,kar yağışlarının azalacağı ancak rüzgar ve fırtınalı günlerin artacağı, yağmurun azalacağı ancak kısa süreli ve çok siddetli yagisların artacağı öngörülmekte. Bu hafta toplantıları vesilesiyle görüştüğüm Ak Sigorta Genel Müdürü Uğur GÜLEN bey ve diğer sigorta şirketleri de Tarım Sigortalarının farkında ve bu konuda gerekli özeni göstermekteler.
Çiftçilerimizin de Tarım Sigortalarına gereken önemi göstererek EMEĞİNİ GÜVENCE ALTINA ALMALARINI temenni ediyorum.